Konuk yazarımız Oktay Volkan Alkaya listeledi, haberiniz olsun. (@ovalkaya)
Öncelikle belirtmiş olalım, olimpiyatları bizim değil de Japonya’nın almış olmasıyla bu listenin hiçbir ilgisi yok. Zaten Tokyo ne yani, Tokyo niye? Tokyo’yu biri bize açıklasın.
Şöyle diyelim: Eğer ticaretle falan uğraşmıyorsanız Japonya’ya gitmeyin. Eğer ticaretle uğraşıyor ve gitmek zorundaysanız da işinizi bitirin dönün hemen. Dur ya vazgeçtik ticareti bırakın yine de gitmeyin.
Japonya’ya neden gitmemeliyiz sorusu önemli bir soru. Hayatın anlamı bir, bu soru iki.
Sorunun cevabı için sizi listeye alalım o vakit:
Oyunların çoku çıkmış
Genel olarak oyuncu bir millet olan Japonlar, bizim alıştığımız Kendi Kıraş, Engiri Börtz gibi oyunlardan artık keyif almıyorlar. İçsel bir yolculuk yapıp insanoğlunun temel sorunlarına yoğunlaşan Japon oyun endüstrisi görselden de görebileceğiniz gibi hijyenin arka planda bırakıldığı oyunlara yönelmiş bir durumda. Japonya’da aklı selim bir oyun oynama şansımız yok.
İcatlar sosyal hayata ters
Japon mucitler de çığrından çıkmış durumda. Hayata dair pratik çözümler üretelim derken insanların sosyal statülerini zorlayacak tasarımlar yaratabiliyorlar. Misal şekil a’da bir grip kaskı görüyoruz ki bizim insanımız sümüklü peçetesini cebinde taşımayı tercih eder ya da biz aslında daha pratik olduğumuzdan direk kolumuza sileriz.
Tarımcılık 10 numara kübist bacım
Japonlar manav tezgahlarındaki kullanılabilirliği arttırmak adına öküzleme bir kübist yaklaşıma sahipler ve alışılageldik yerel besinlerimizi farklı formlarda görmek bizde değişik hezeyanlara yol açabilir. Külliyatı Babil devletine kadar dayanan bir Diyarbakır karpuzunu bu halde görmek birçoğumuzun bam teline zaiyat verebilir.
Süper kahramanlık ayağa düşmüş
Biz ki Batman, Superman, Gazman gibi kahramanlığının yanı sıra karizmasıyla da gönüllerde tahteravan kuran şahsiyetlere inanmış bir milletiz. Japonya’nın ata barından nasibini almamış, samuray üstatlarının kemiklerini titreten süper kahramanları bünyemizde alerjiye sebebiyet verebilir.
Gıda terörü almış başını gitmiş
Markette öyle her gördüğün ürüne elini atıp almaya çalışmayacan , hele ki yabancı dilin yoksa adama su diye köpek terini içiriverirler. Evet Köpek teri, ne zıkkıma derman oluyor Jesus Crist çarpsın bilmiyoruz ama reyonlarda yerini almış kampanyalı fiyattan satışa sunulmuş.
Apaçilik level 85
Bizim Yavuztürk Mahallesi olsun Esenler olsun Sultanbeyli olsun çeşitli vilayetlerimizin bağrından kopup gelen tavuk g.tü modeli saçlarıyla küfür ve tövbelerimize nail olmuş gençlerimizi öpüp bağrınıza basınız. Japonyanın gençliği apaçiliğin sınırlarını zorlamış ve göz zevkine eden bir noktaya varmış durumda.
Sanat sanat olalı böyle eziyet görmedi
Japonya’da sanat anlayışı sanatı da sanatçıyı da vatandaşı da aşmış durumda. Artık nasıl bir alt metin nasıl bir maneviyatla icra ediliyorsa bu sanat, anlayabilenin vay haline.
Kadın kısmısında var bir sıkıntı
Japon kadınları genel olarak yalnız ve sapık (genelledik evet, istisnalar başrolde, kaideler bozulmadı). Duygusal herhangi bir ihtiyaçları yok. Yani bizim elimizde bir demet gülle gidip kulağına aşk-ı şahanemizi name name okusak tınmayacak noktadalar. Onlar için sarılacak bir beden saracak bir kol yetiyor. Onun da çaresini bilim bulmuş zaten erkeğe ne hacet…
Ağaoğlu yetiş!
Eğer Japonya’ya gidersek kendi TOKİ’mizi kendi Ağaoğlu’muzu da yanımızda götürmemiz şart. Maalesef Japon evleri Türk aile yapısına ve insani boyutlarına uygun değil. Öyle 3’lü oturma grubudur, komidindir, sehpa takımıdır, fiskos masasıdır falan unutun. Evde poponu koyacak bi köşe bulursan öpüp başına koyacaksın (bulduğun köşeyi).
Modifiye zortingen
Araba meraklısıysan da gitme Japonya’ya ey yolcu… Biz Şahin’imize iki şerit çizdirip Maserati sürüyormuşcasına hisseden dimağı gevrek insanlarız. Bu şuurunu öptüğümün Japonları afedersin arabada ne karizma bırakıyorlar ne de bi’ asalet. Her şeyleri şirin her şeyleri bi’ çocuk işi…
Realty Show’ların çivisinin çıktığı anlar
Hadi diyelim Tv’yi açtın. Bir pazar akşamı ne bileyim bi Survivor, bir Yeteneksizsiniz Japonya, Bir Şahane Pazar izleyeyim diyorsunuz. Yok anasını satıyım varsa yoksa sapıklık , fesatlık, azgınlık… Lanet olsun böyle Japonya’ya da böyle Reality Show anlayışına da…
Sözün özü: Japonya’ya gitmeyin. En azından olimpiyatlara kadar gitmeyin. Olimpiyatlar başlayınca curling izlemeye gidersiniz.