Artık Karaköy’de açılan mekanın cidden haddi hesabı yok. Sağımıza baksak solumuzu, önümüze baksak arkamızı kaçırıyoruz. Maalesef her zaman yeniyi denemekten sevdiğimiz mekanın müdavimi olmakta zorluk çekiyoruz. Ama olsun yenilikte keramet vardır. Mekanların tasarımını, menüsünü gördükçe gözümüz gönlümüz açılıyor. Karaköy mekanı denilince insanın yavaştan içi açılıyor.
İlk Karaköy mekanları listemizin üzerinden daha beş ay geçmesine rağmen yeni bir liste çıkartacak kadar yer biriktiğini fark ettik ve karşınıza Karaköy mekanları Vol 2 listemizi getirdik… Bunun daha Vol 28’e kadar yeri vardır, söyleyelim.
Coffee Sapiens
Kendisi Karaköy’ün yeni sakinlerinden. Yani artık bi fincan kahve için burnundan kıl aldırmayan Karabatak’a mecbur değilsiniz. Halis muhlis, adını da çok sevdiğimiz miss gibi yeni kahvecimiz var artık. Burası, kahvenin dibine vuracağınız mekanlar isimli listemizde kahvede 3. Dalga Akımı’na uyan mekanlardan. Kendi çekirdeklerini kendileri kavuruyorlar, çeşitli demleme yöntemleriyle (Hario Drip, Aero Press, Hario Siphon, Belgian Royal Coffee Maker) bir sürü lezzetli kahve yapıyorlar.
Bizim favorimiz Cold Brew ama bir dahaki gidişimizde şu an bile adını sıkça duyuran Nutellalı ve Belgian demleme kahveyi deneyeceğiz.
Mekan Komodor’un karşısında, Baltazar’ın hemen yanında. Karaköy’deki birçok mekan gibi küçük, tatlı ve iyi tasarlanmış. Mekanın sahibi de tatlı mı tatlı Burak Bey! Eğer kahvekoliklerdenseniz yakasını bırakmayın, her türlü soruyu sorabilirsiniz.
Pim Karaköy
Karaköy’ün hep bilinen huzurlu, sakin, aklı başında olan mekanlarını enerjisiyle, gürültüsüyle yerle bir edecek mekan: Pim Karaköy. Deyim yerindeyse Karaköy’ün tam anlamıyla pimini çekmiş. Yine birçok mekanın aksine büyük ve ferah bir.
Duvarındaki grafitisiyle, saksıdaki çiçekleriyle, sandalyesiyle, en önemlisi de menüsüyle bizi mest etmiş bir mekan burası. Müzik sesinden yanınızdakiyle sohbet etme şansınız pek olmasa da keyifli bir ortam.
Sabah için Fransız Kahvaltısı önerimizdir. Öğlen – akşam ne yerim diye sorarsanız salata ya da pitalar tercihiniz olsun. (Artık Karaköy’de nerde ne yesem diye düşünmeyin yani!)
Kahve ve tatlı için giderseniz de Flat White yanında Güllü frambuazlı Macaron’undan deneyin. Bütünleşeceksiniz.
Pim Patisserie
Pim Karaköy’e bomba gibi gelmiş anlaşılan. Pim’in hemen yanında turkuvaz ve sarı renklerin hakim olduğu bu küçük ve tatlı pastane tezgahı ile hemen bizi kendisine çekti. Resmen bir sanat eserine dönüşmüş olan pasta dilimleri, kurabiyeler ve macaronlar… İstanbul’da öyle her yerde yiyemeyeceğiniz macaronları burada rahatlıkla yiyebilirsiniz. Çok başarılı. Mekan, Pim Karaköy gibi geniş ve ferah değil aksine küçücük. Ama dışarıda kurulan masalara oturdunuz mu sorun yok.
Bi Nevi
Yazı arkamızda bırakıp sonbahara selam çakıp kışı bekliyorsak ve kışın kapalı birazcık da loş bir yerde kahve/çay keyfi yapmak istiyorsak burası tam size göre! Siyah, yeşil ve meyve çayları, yanında bal ve nane ile servis edilen ıhlamur ve cappucino’yu listenize almakta fayda var.
Bi Nevi’nin özel tatlısı “Bi Nevi Saçmalık”ı da deneyin. İçeriğini birazcık daha tanıtırsak pişmaniyeli cheesecake olur kendileri ve çok da lezzetlidir. “Yok hiç riske girmeyeyim “derseniz portakallı ve elmalı kekinden deneyin.
Bu mekanın bizce en önemli özelliği Karaköy’deki birçok yerin aksine burada kutlamalar ve çeşitli organizasyonlar yapabilirsiniz.
Fasuli
Burayı bilen bilir. İstanbul’un en ünlü kuru fasulyecilerinden. Karaköy hariç Çapa, Vatan Caddesi, Sirkeci ve Cerrahpaşa’da da var. Karaköy’ün yeni mekanlarını keşfetmeden önce burada bir karnımızı doyururuz. Önce bir mercimek sonrası sonra da en iyisinden bir kuru fasulye patlatıveririz. Yanına da itinayla bir yoğurt, bir turşu söyleriz. Yerken de hangi ünlüler buraya yemek yemeye gelmiş diye duvardaki fotoğrafları tek tek inceleriz.
İstikamet Karaköy
Burası da daha çok yeni. Fransız Geçidi’nin hemen yanında yer alıyor. Menü yıkılıyor. Çok çeşitli. Portakallı Tavuk Kaserol, Nohut Köftesi ve akıtmalar en çok tercih edilenlerden. Tatlılarda ise çok sevdiğimiz Lemon Curd.
Mekan fazla şık. Öyle bir dekore edilmiş ki sanırsın az sonra yogaya başlayacağız. Müzikler de bir o kadar dinlendirici. Uğrayınız.
Heisenberg
Breaking Bad hayranlarının kalbini baştan çalan mekan da buranın yenilerinden. Burada ne yenir ne içilir diye soracak olursanız. Leziz hamburgerlerinden başlayın deriz. Bir dahaki gidişinizde İtalyan makarnalarından, wraplarinden deneyin. Ballı hardallı çıtır tavuğunu da bir yere not edin. İçeceklerden de limonatası candır diyebiliriz. Ne fazla tatlı ne de fazla sulu.
Bilgisayarınızı, kitabınızı alıp saatlerce vakit geçirebileceğiniz bir mekan. Huzurdan yana da bir endişeniz olmasın. (Şimdilik)
Press
İddialı olacak ama Karaköy’de ağız tadıyla tatlı yenilebilecek en iyi mekan. Tatlıyı tek düşünmek imkansız. Yanında alacağınız kahveler de orta üstü bir lezzette. Çay Krallığını ilan etmiş Dem’in hemencik yanı başında.
Şimdi daha açık konuşalım! Tatlı seçeneğiniz: New York Cheesecake, çikolata seviyorsanız Oreo Cheesecake, Red Velvet ve Peanut Butter tercihleriniz arasında olsun.
Kahveler ise keyfinize kalmış: Americano, Latte, Macchiato ya da aromalı Türk kahveleri…
Kahveler çikolatalı kurabiye ile servis ediliyor, işte tam o esnada Press bizi kalbimizden vuruyor.
Dof Coffee
Herhalde listemizdeki mekanlardan en yenisi bu. Duyumlarımıza göre iki fotoğrafçının açtığı bu mekan, ismini fotoğraftaki alan derinliği yani Depth of Field’dan alıyor.
Espresso, filtre kahve, latte… Bizim en bayıldığımız şey ise kumda Türk kahvesi oldu. Öğle arası ya da iş çıkışı ya da hafta sonu arkadaşınla yapacağın dedikodu yanında süper gidecektir.
Colonie
Karaköy denilince Nar’da kahvaltı, OPS’ta bir şarap, Komodor’da pizza, Mum’sta kahve, Unter’de kokteyl…
Peki ama hangimizin aklına akşam yemeği için Karaköy’e gitmek gelir ki? İşte bu durumu yerle bir edecek bir mekanımız var. Özel gününüz mü, romantik bir akşam yemeği mi istiyorsunuz? O zaman burayı aklınızda tutun: Colonie!
Mutfağıyla şeffaflıktan yana olduğunu göstere mekan, çok şık olsa da Karaköy’ün ruhuna aykırı değil. Gittiğinizde rahat hissedeceğinize eminiz.
Kızarmış enginar, ızgara körpe kuşkonmaz, odun fırında pişen pizzaları, sırlanmış somon buranın yemede yanında yat tatlarından!
Mekanı özel kılan şey (yemeklerini bir kenara bırakacak olursak) hayvan dostu olması. Kedinizle, köpeğinizle rahatça gidebilirsiniz.
Gaspar
Tam anlamıyla Karaköy’ün gece hayatına yeni bir soluk getirdi. Arkadaşlarınızla iş çıkışı yemek ya da özel gün eğlenceleri için ideal. Ama bizce buradaki hayat cidden gece başlıyor. 9’da giderseniz bile hala mekanın boş olduğunu göreceksiniz o yüzden geç gitmenizde fayda var. Gece de burada giden şey kokteyller… Münferit kokteyli önerimizdir, alkolsüz bir şey içmek isterseniz Ginger Berry’i deneyin.
Mekan hoş, ve loş. Müzikleri ise ortaya karışık; Jaz, hip hop, indie pop. Birkaç ilgi çekici detay verecek olursak; Beyoğlu’ndaki modern meyhane diye tabir ettiğimiz ve içinde yenilikçi lezzetler barındıran Münferit’in sahibi ile buranın sahibi aynı: Ferit Sarper. Yani Münferit gibi buraya gitmek isterseniz haftalar öncesinden rezervasyon yaptırın, sonra şaşıp kalmayın.
Diğer bir detay ise mekanın ismi. Ferit Bey, Enter The Void, Carne, Irreversible gibi filmlerle akıllara kazınan Arjantinli yönetmen Gaspar Noe’in hayranı imiş. Bu sebeple Karaköy’deki bu mekanına yönetmenin ismini vermiş.
Ma’na
Fransız Geçidi’nin oradan geçerken bembeyaz masa örtüleriyle hemen dikkatinizi çekecektir. Karaköy’ün en zarif meyhanesidir kendisi. Duvardaki fotoğraflarından, beyaz örtülerine, şamdanından en küçük ayrıntısına kadar nostaljik bir havası var. “Ahh nerede o eski meyhaneler” diyenlerdenseniz buraya bir uğrayın. Bayılacaksınız!
Mezelerinin üstüne tanıdığımız sadece birkaç mekan var, o kadar başarılı yani! Topik, fasulye turşusu, bohça böreği, muhammara, mutabbel, ıspanak kökü, mücver… O kadar çeşitli ve lezzetli ki meze yemekten ana yemeğe geçemeyeceksiniz! Müzikte ise meyhane kültürüne yakışır Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi isimleri duyabilirsiniz.
Sahi İstanbul
Şehir kültürüne verdiği önem, geleneksel tatlar ve hediyelik eşyalarıyla tanıyoruz biz onu. Buraya tatlı yemek yanında da bir Türk Kahvesi içmek için gitmelisiniz. Baklavaları Gaziantep’ten, kadayıfları ise Diyarbakır’dan günlük getiriyor. Tabii bir de lokum ve çikolataları var.
Bir yandan keyif yaparken bir yandan da arkadaşınıza, memleket hasreti çeken bir akrabanıza hediyelik eşya bakabilirsiniz. Bizim hayran kaldığımız tasarım bardakları, şalları, defterleri, sabunları, önlükleri ihtiyacınız olmasa bile almak isteyeceksiniz. Konumu ise çok basit; Tophane’deki nargilecilerin hemen karşısında, Kılıç Ali Paşa Camii’nin hemen yanında!
Grifin Haliç Bar
Karaköy’de manzarasıyla ünlü bir Zelda Zonk’u bilirdik. Şimdi de Grifin Haliç Bar’ımız var.
İş çıkışı, ders sonrası İstanbul’un kalabalığından uzak, sessiz sakin bir yere gitmek istiyorsanız buraya gidin, o huzuru bulacaksınız. İlk önce Ali Ocakbaşı’nda en lezzetli kebapları yiyorsunuz sonra da özel şarap çeşitleri ve kendilerine özgü kokteyllerinden yudumlamak için Haliç Bar’a çıkıyorsunuz. Buraya sonbaharda müthiş bir İstanbul manzarası görmek için bile gidilir!
Tohum Karaköy
Bir yeni mekan daha! Kendileri fazlasıyla tarih kokuyor. Meryem Ana kilisenin bir parçasını kapladığı için söylüyoruz bunu. Bir de kahveleri taze taze kavurdukları için buram buram kahve kokuyor. Karaköy’deki birçok mekan gibi buraya da kahve ve tatlı için gitmelisiniz. Yemen kahvesi ve cheesecake önerimizdir. Ama limonatası ve muffinları da bir o kadar şahanedir. Arada tatlılarından ikram edip gönlümüzü alan bir mekandır.