Craig Owen, “fotoğraf için poz verdiğimde ne yaparım?” sorusuna şöyle yanıt verir: “Donarım, dönüşmek üzere olduğum sabit fotoğrafı önceden sezercesine…”
Post mortem “ölümden sonra” demektir.
Post mortem fotoğrafları ise ölen kişiyle son bir anı olması için çekilen fotoğraftır.
19. yüzyılda fotoğraf çektirmek oldukça lükstü.
Ancak yakınlarını kaybeden insanlar ilginç bir geleneği sürdürerek…
Cansız bedenlerle fotoğraf çekiliyorlardı.
Üstüne üstlük bu durum Avrupa ve Amerika’da oldukça yaygındı.
Konunun kaynağı 15. yüzyıla dayanıyordu.
O zamanlar ressamlar, ölen rahiplerin resimlerini çizerlerdi.
Şimdi geriye dönüp baktığımızda bu biraz çılgınca görülebilir.
Ama ölü kişinin yakınları ölünün resminin çizilmesindense…
Fotoğraf çektirmeyi tercih ederlerdi.
Özetle amaç ölen kişinin ardından son bir anı bırakmaktı.
Ölen kişilerin daha önce çektirdikleri herhangi bir fotoğrafı yoktu…
Aile bireyleri de hatıra kalması amacıyla ölülerini canlı gibi giydirir, süslerlerdi.
Fotoğraflarda genelde diğer aile bireyleriyle birlikte poz verilirdi.
Bu fotoğraflar üzerine birçok yazarın tezler geliştirdiği…
Fotoğraf sanatçılarının ise araştırmalar yaptığı bilinir.
Post mortem fotoğraflarının insanı çeken de bir yanı olduğu söylenir…
Ve bir çoğu melankoli kokuludur.
Bu arada dikkatli baktığınızda bazı fotoğraflarda o dönemde pozlama tekniği uzun sürdüğü için…
Ölü kişiler canlı ve net çıkarken…
Fani kişiler flu bir şekilde çıkmıştır.
Bazılarının ise ölü mü yoksa diri mi olduğunu ayırt edemeyebilirsiniz.