Durup dururken size Tim Burton desek aklınıza gelen ilk sözcük ne olurdu? Masalsı? İronik? Hayal gücü? Olağan dışı? Karakteristik? Bir tanesi değil, bunların hepsi geliyor, zorlamayalım daha fazla.
Biz tüm bunlar yerine kullanabileceğiniz bir sözcük öneriyoruz: Burtonesk (Kafkaesk gibi). Çektiği masalsı filmlerle kendine özgü bir tarz yaratan, oluşturduğu karakterlerle hayal gücüne hayran bırakan, “Burtonesk” gibi bir kavramın ortaya çıkmasına neden olacak kadar karakteristik bir sinema dili yaratan kişiyi sizlere detaylı bir şekilde tanıtmak istedik bugün.
Sizi bu detay hastası modern dünya masalcısı şahısla baş başa bırakalım.
“İstiridye Çocuk” dünyaya merhaba diyor
Timothy William Burton, 25 Ağustos 1958’de, Bill Burton ve Jean Erickson’ın ilk oğulları olarak Kaliforniya’da dünyaya geldi. Annesi hediyelik eşya dükkânı işletiyor, babası Burbank Park’ta çalışıyordu.
Asosyal, içine kapanık bir çocuk, şaşırdık mı, hayır
Tim Burton içine kapanık bir çocuktu. O kadar ki, ailesiyle yaşayamayacağını anlayıp babaannesinin yanına taşındığında yaşı 12 idi. Arkadaşlarıyla oynamak ya da kız peşinde koşmak yerine, karikatür çizip düşük bütçeli korku filmleri izlemeyi tercih ediyordu.
İlk çekim denemeleri
Küçüklüğünden itibaren film çekmeye başladı Tim Burton. Stop-motion tekniği ile ya da 8 mm’ye sessiz filmler çekiyordu. O dönem çektiği “The Island of Doctor Agor” ilk filmi olarak bilinir. Bu filmi çektiğinde henüz 13 yaşındaydı.
Bitmek bilmeyen Vincent Price etkisi
Haklı olarak soracaksınız, “Kim bu Vincent Price” diye. Price, düşük bütçeli korku filmlerindeki rolleriyle meşhur bir abimiz. Tim Burton, Vincent Price’tan o kadar etkileniyor ki, bu sinema figürü onun tüm kariyerini etkiliyor.
Walt Disney süreci başlıyor
Üç yıl boyunca California Institute of the Arts’ta animasyon eğitimi aldı. Sonrasında animatör çırağı olarak Walt Disney Stüdyoları’nda çalışmaya başladı.
Disney sıradanlıktan yana
Disney zamanlarında “The Fox and the Hound” için çizimler yaptı. Oluşturduğu karakterler, Disney’in o son derece sevimli (!) ve sıradan karakterlerinden farklı olduğu için, stüdyo tarafından reddedildi. Disney’in bu sıradanlığı Tim Burton’ı mutsuz ediyordu. (Burada geçirdiği yılların iyi tarafı, Nightmare Before Christmas’ın karakterlerinin temelini burada atmış olmasıdır.)
İlk animasyonlarını oluşturuyor
Burton, 1979 yılında ilk animasyonu Stalk Of The Celery Monster’ı, 1982 yılında da ilk stop-motion filmi Vincent’ı yaptı. Vincent, kendisini “Vincent Price” olarak hayal eden küçük bir çocuk hakkındaydı.
İlk kısa film: Frankenweenie
Vincent’ı, 1984 yapımı Frankenweenie adlı siyah beyaz kısa film izledi. Filmde, Barret Oliver, Daniel Stern, Shelley Duvall ve Sophia Coppola rol aldı. Film, Victor adında bir çocuğun, trafik kazasında kaybettiği köpeği Sparky’yi canlandırmaya çalışmasını anlatıyor (Frankenstein etkisi). Festivallerde övgü üstüne övgü alan bu filmi Disney çocuklar açısından çok korkutucu bulduğu için yayınlamadı. Sonra da Tim Burton’ı kovdu.
İşin en ironik tarafı da, bu filmin, 2012’de Disney tarafından uzun metrajlı olarak Tim Burton yönetmenliğinde yeniden vizyona girmesiyle yaşandı.
Yepyeni bir dostluk başlıyor
Tim Burton 1985 yılında Pee-Wee’s Big Adventure adlı filmi çekti. 7 milyon dolara mal olan bu film, 40 milyon dolar hasılat yaptı. Dostluk kısmına gelelim. Burton, film müzikleri için Oingo Boingo grubunun vokalisti olan Danny Elfman’a teklif götürdü, o da teklifi kabul etti ve bu filmin müziklerine imza attı. O gün bu gündür Danny Elfman, Tim Burton’ın birçok filmine müzik yaptı.
İlk başyapıt: Beetlejuice
Senaryosu Michael McDowell’a ait olan Beterböcek, Tim Burton’ın sonraki filmlerinde de göreceğimiz karakteristik özelliklerin tamamını barındırıyordu. Filmde Alec Baldwin, Geena Davis, Winona Ryder, Michael Keaton oynadı. Bir trafik kazasında ölen, fakat öldükten sonra öte dünyaya hemen kabul edilmeyip, Beterböcek adlı hortlaktan yardım isteyen bir çift anlatılıyor. Burton’ın bu filmi 80 milyon doların üzerinde hasılat yaptı, en iyi makyaj dalında Oscar kazandı ve makyaj ve özel efekt dallarında BAFTA’ya aday gösterildi.
Yepyeni bir süper kahraman filmi: Batman
Beetlejuice filmi büyük başarı kazanınca, Batman projesi Tim Burton’a teklif edildi. Oyuncu seçimleri ve başka pek çok konuda sorunlar yaşansa da film çekildi. Büyük bir gişe başarısı gösteren film Amerika’da 250, dünya genelinde de 400 milyon dolar hasılat yaptı. Batman rolünde -Tim Burton’ın zorla kabul ettirdiği- Michael Keaton, Joker karakterinde ise unutulmaz oyunculuğu ile Jack Nicholson vardı.
Johnny Depp takıntısının başlangıcı: Edward Scissorhands
Tim Burton, senaryosunu Caroline Thompson ile birlikte yazdığı Edward Scissorhands’i çekmeye karar verdi ve daha sonraki filmlerinde vazgeçilmez oyuncusu olacak Johnny Depp ile anlaştı. Depp, mucidinin ölmesi yüzünden elleri makas olarak kalmış bir genci canlandırdı. Film, dünya çapında 78 milyon dolar hasılat elde etti ve en iyi makyaj dalında Oscar’a aday gösterildi. Edward Scissorhands, Burton’ın çocukluğundan izler taşıdığı için eleştirmenler tarafından yönetmenin “en kişisel” filmi olarak yorumlanmaktadır.
“Çekmem bir daha” dedi ama…
Sonrasında, ilk Batman’in ciddi başarılar elde etmesinden dolayı Burton, Batman Returns filmi için Warner Bros’la anlaştı. Film, 160 milyon dolar hasılat elde etti ama Burton bu filmden sonra Batman serisine bulaşmama kararı aldı. Batman Forever filminin yapımcılığını üstlenmeseydi, verdiği sözde durduğunu düşünebilirdik.
İlk uzun metraj stop – motion
1993 yılında da, yapımcılığını yaptığı ancak yönetmenliğini Henry Selick’e bırakmak zorunda kaldığı “The Nightmare Before Christmas”ı çekti. Bu filmin temel karakterlerini Disney’de çalıştığı yıllarda oluşturmuştu. Senaryosu Tim Burton, Michael McDowell ve Caroline Thompson’a ait olan filmin müziklerini Danny Elfman yaptı. Gotik bir havası olan bu film 2006’da 3D sunumuyla tekrar vizyona girdi.
Tarihin en kötü yönetmeni beyazperdede
Tim Burton, 1994’te tanıtım açısından başarısızlık örneği sayılan Ed Wood’u, 1996 yılında da “Mars Attacks!”ı çekti. Ed Wood, tarihin en kötü yönetmeni kabul edilen Edward Wood’u, Mars Attacks da Mars’tan gelen uzaylıların dünyayı ele geçirmeye çalışmalarını – Independence Day benzeri filmleri de eleştirerek- anlatıyordu.
Başsız süvari: Sleepy Hollow
Tim Burton’ın yönetmenliğini yaptığı Sleepy Hollow, 1999’da güçlü kadrosuyla vizyona girdi. Johnny Depp (tabii ki!), Christopher Walken ve Christina Ricci’nin yer aldığı film, eleştirmenler tarafından da olumlu yorumlandı ve En İyi Sanat Yönetmenliği dalında Oscar’ı kazandı.
Ona ait olup olmadığı belli olmayan bir film
Tim Burton 1968 yapımı “Maymunlar Cehennemi” adlı filmi yeniden çekmek için kolları sıvadı. Film 2001’de vizyona girdi. Bir uzay seyahatinde kaybolan şempanzesini bulmak için yola çıkan ama zamanda atlama yaparak kendini bilmediği bir gezegende bulan astronot Leo’nun hikâyesini anlatan film, açılış haftasında 68 milyon dolar hasılat yapmasına rağmen eleştirmenler tarafından “orijinalinin çok gerisinde kaldığı” gerekçesiyle eleştirildi. Ayrıca film Burton’ın alışıldık tarzından çok uzak olduğu için de beğenilmedi.
Artık onu herkes seviyor, ona ait bir kültür doğuyor
Tim Burton, kendi tarzındaki filmlere acilen geri dömdü. 2003’te Daniel Wallace’ın aynı adlı öyküsünden uyarlanan –baba oğul ilişkilerine de bambaşka bir bakış açısı getiren Big Fish, eleştirmenler tarafından bir baş yapıt olarak değerlendirildi ve dört dalda Altın Küre’ye, Danny Elfman’ın müziğiyle de Oscar’a aday gösterildi.
Tim Burton ayrıca Chicago Film Eleştirmenleri Birliği’nin “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandı. Ardından 2005’te hem Roald Dahl’ın kitabından uyarlanan Charlie and the Chocolate Factory’i ve hem de stop-motion tekniğiyle çektiği –ve yine Gotik bir atmosfere sahip- Corpse Bride’ı sinema severlerle buluşturdu.
Kan revan içinde bir müzikal: Sweeney Todd
Tim Burton bu sefer de 1930’lardan bu yana oynanan bir müzikali beyazperdeye taşıdı: Fleet Sokağı’nın Şeytan Berberi. 2007 yapımı bu filmde haksızlık yapılarak hapse atılan ve intikam almak için Sweeney Todd takma adıyla geri dönen berber Benjamin Barker ve en az onun kadar acımasız arkadaşı Mrs. Lovett’ın maceraları anlatılıyordu. Ama elbette müzik eşliğinde. Burton, 2009 yılında da Timur Bekmambetov’la birlikte, kıyamet sonrası insanlığın anlatıldığı “9” adlı bir animasyon filmin yapımcılığını yaptı.
Alice in Wonderland’le sinemaya devam
2010 yılında Alice Harikalar Diyarında’nın Burtonvari versiyonu izleyiciyle buluştu. Filmde tabii ki yine Johnny Depp ve Helena Bonham Carter başrollerdeydi. 2012’de de Dark Shadows vizyona girdi. Bu filmde diğer filmlerden farklı olarak Michelle Pfeiffer, Johnny Depp ve Helena Bonham Carter başrolleri paylaştılar. Ne kadar farklı bir kadro değil mi! Dark Shadows’ta ailesiyle birlikte Amerika’ya taşınan, fakat kendisine âşık olan bir cadı tarafından lanetlenip bir mezara hapsedilen ve 1972 yılında tekrar dirilen Barnabas anlatılmaktadır.
Vampir avcısı Abraham Lincoln
2012 yılında başrollerinde Benjamin Walker ve Dominic Cooper’ın oynadığı Abraham Lincoln: Vampire Hunter adlı filmle karşımıza çıktı. Şu sıralarda da “Big Eyes” adlı filminin üzerinde çalışıyor. Onun da ‘Burtonseverler’ ile buluşması yakındır.
Sinemayla yetinmedi
Tim Burton sadece bir yönetmen ve yapımcı değildir, yazar ve şairdir de aynı zamanda.
Evlendi de ne oldu
1989’da Alman sanatçı Lena Gieseke ile evlenen Tim Burton, “Batman Returns”ün çekimleri sırasında boşandı. 1992’den 2001’e kadar Lisa Marie adlı mankenle nişanlı kalan Burton, 2001 yılında filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu Helena Bonham Carter’la evlendi. İki çocuğu olan çiftin ilk çocukları Billy Raymond’un vaftiz babası Johnny Depp’tir. Tim Burton-Helena Bonham Carter çifti şu an Londra’da yaşıyor.
Bonus 1: Küçücük bir rol
1992 yapımı Singles adlı filmde küçük bir rolde yer aldı Tim abi.
Bonus 2: Klip yönetmenliği de yaptı
The Killers grubunun Bones ve Here With Me adlı şarkılarının kliplerine de imza attı.
Bonus 3: Ziyaretçilere açık bir Tim Burton seçkisi
Tim Burton’ın yazdıkları, çizdikleri New York’ta Museum of Modern Arts’ta 22 Kasım 2009 ile 26 Nisan 2010 tarihleri arasında sergilendi.
Bonus 4: Tim Burton sanatı
Tim Burton, filmlerinde yer alan karakterlerin çizimlerini bir kitapta topladı. Ama çok heveslenmeyin. Çünkü 1.000 adet basılan ve 300 dolara satışa sunulan kitap çoktan tükendi.