Kara Şövalye üçlemesiyle en iyi Batman uyarlamalarından birini yapan, Inception (Başlangıç) ile bizi rüyaların katmanlarında dolaştıran, Man of Steel ile Süpermen’i en iyi formuna kavuşturan Christopher Nolan’ın çağdaş sinema tarihinin en iyi yönetmenlerinden biri olduğundan artık kimsenin şüphesi yok.
Bu kadar kısa sürede büyük başarı yakalayan ve sinemanın en dahi adamlarından biri haline gelen Christopher Nolan şimdi gözünü uzaya dikti. “The sky is limit” diyerek büyük bütçeli bir bilimkurgu filmi olan Interstellar yani Yıldızlararası ile beyaz perdeye geri dönen Nolan’ın adını önümüzdeki günlerde yine sık sık duyacağız gibi gözüküyor.
Filmin ön gösterimini izleyenlerin yere göre sığamadığı Interstellar hayatımızın ortasına göktaşı gibi düşmeden önce “Bu adam ne yiyor, ne içiyor da böyle filmler çekebiliyor?” diye kara kara düşünenler için New York Times Gotham City valisi Christopher Nolan’ın kimsenin bilmediği sırlarını ortaya döktü.
İşte Christopher Nolan hakkında bilinmeyenler neymiş bir bir yazıyoruz…
E-posta kullanmayan son ölümlü
Uzaya çıksa da hala faksın gücüne inanan Christopher Nolan e-posta kullanmıyor. Öyle ki asistanı önemli elektronik yazışmaları yazıcıdan çıkartıp Nolan’a öyle teslim ediyor.
Hiçbir yere geç kalmaz
Bu ister Joker olsun, ister Bane olsun Nolan’ın sete geç kalan oyunculara neler yaptığını düşünmek dahi istemiyoruz.
Hafta sonu mesaisine karşıdır
Sinema dünyasının en çalışkan yönetmeni olabilir ama Nolan asla ve asla hafta sonları çalışmaz.
Her gün üniforma gibi aynı şeyleri giyer
Yetişkin bir Christopher Nolan’ı giydiği giysilerden hemen tanıyabilirsiniz. Steve Jobs ve Mark Zuckerberg gibi girişimcilerin geleneğini sürdüren ve her gün aynı şeyleri giymekten usanmayan Nolan güzel havalarda mavi gömleğiyle, biraz daha soğuk havalarda ise üst düğmesini illa ki açık bıraktığı montuyla setten sete koştururken görülebilir.
Kütüğü Rize’deymiş gibi sürekli siyah çay içer
Elinde viski kadehi gezen yönetmenlerin tersine Nolan tam bir çay bağımlısı. Öyle ki her yere sıcak çay dolu termosu ile giden Nolan çayının içine masa altında votka koyduğu iddialarını kesin bir dille yalanlıyor.
Bilgisayar klavyesi yerine daktilo tercih eder
Her filmden önce mutlaka iki haftasını senaryoları babasının emektar daktilosunda yazma alışkanlığına sahip Nolan’ın bilgisayarlarla arası pek barışık değil anlaşılan.
Özel efektleri çekim sırasında yapar
Kara Şövalye üçlemesinde, Inception’da gördüğümüz o dudak uçuklatan özel efektlerin sırrı Nolan’ı bunları sonradan editlemeye bırakmaması ve çekim sırasında işe koyulması.
Eski hangarlarda devasa setler kurmaya bayılır
Öyle ki Kara Şövalye filmlerinin birinde bir Warner Bros yöneticisinin Gotham’a düşen sahte yağmurda mahsur kaldığı söyleniyor. Setin büyüklüğünü ve inandırıcılığını siz düşünün.
35 mm filmleri dijitale tercih eder
Eski ve geleneksel usülün savunucusu olan Nolan’ın yeni filmi Interstellar’ı düzgün gösterebileceklerinden emin olmak için New York’taki sinemaları bonesini kafasına geçirmiş bir Uğur Dündar edasıyla birer birer teftiş ettiği de kulağımıza gelen diğer bilgiler arasında. Kısacası bir kontrol manyaklığı da söz konusu.