Hemen belirtelim köylerimiz Avrupa’dan. Dereleri Hessiz, dağları oyulmamış, evleri yıkılmamış çok cici yerler. Alpler’den Akdeniz’e uzanan bu köyler kim bilir belki de bi ara alternatif bir seyahat rotası hazırlamanıza ön ayak olur. Earth Traveling sayfasının yaptığı bu güzel seçkiyi ListeList’in yorumuyla keşfedin.
“Sen asıl bizim köyü gör Eeey ListeList” diyecek olursanız, ülkemizin köyleriyle de başka bir liste yapma düşüncemiz var. Önerileriniz bizim için karpuz çatlatan buz gibi köy suyu değerindedir, bu yüzden paylaşmaktan lütfen kaçınmayınız. Huzurlarınızda Avrupa’nın en güzel 10 köyü.
Hallstatt, Avusturya
UNESCO Dünya Mirası olan bu köyde dünyanın en eski tuz madeni de bulunuyor. Hallstatt Gölü kıyısındaki bu köyden etkilenen çinli kardeşlerimiz, büyülü mekanın aynısından bi tane de kendi memleketleri Huizhou şehrinde kopya etmişler. Evet, yanlış okumadınız bütün köyün aynısını Çin’de yeniden yapmışlar.
Manarola, İtalya
İtalya’nın batısındaki bu bölge her gazetenin görseller köşesine en az beş defa konuk olmuştur. La spezia-Cenova arasındaki meşhurlar meşhuru “Cinque Terre” bölgesi toplam beş kasabadan oluşur. Zaten “Cinque Terre” İtalyanca’da beş toprak yani “beş köy” demek. Manarola da bu bölgedeki en küçük ikinci köy.
Cinque Terre’ye gitmişken komşu köyleri de yani Monterosso, Vernazza, Corniglia ve Riomaggiore’yi de gezmelisiniz. Tüm köylerin arasında tren seferi var. La Spazia’dan alacağınız tren bileti ile 24 saat içinde köyler arası geçiş yapabilirsiniz; gerçi hepsi için bir gün biraz yorucu olabilir.
Bibury, İngiltere
“Köy görmeye İngiltere’ye mi gitcez arkadaşım” dediğinizi duyar gibiyiz… Weeell maybe you’re right. Şaka şaka “maybe” falan değil düpedüz haklısınız. Ama dil kursu olur, Erasmus olur belki Chelsea’ye transfer olursunuz; artık ne olursa… Yolunuz Londra’ya düşerse, otobüsle yaklaşık 3 saatlik mesafedeki Bibury’e mutlaka uğrayınız. İngilizlerin bir demli çayını içip, 17.yy’dan kalma bu şahane evleri neden yıkıp yerine kartonpiyer kaplama binalar yapmadıklarını sorabilirsiniz. Sebebi Türkiye’mizin nüfusunun çok olması, diğer ülkelerin nüfus problemi olmaması mı? Oysa, İngiltere’nin nüfusu hiç de az değil, tam 63 milyon. Yüz ölçümü de Türkiye’nin neredeyse üçte biri kadar. Ama yıkmamış işte insanlar. Çok cahiller, keşke bu bölge komple yıkılsa.
Colmar, Fransa
Şipşirin Colmar’a sarılıp onu sıkı sıkı sarmak istiyoruz. Colmar’ı önce kardeş kasaba ilan ederek yakınlaşıp, sonra kardeşlikten reddedip, Colmar üzerinde hak iddia etmek istiyoruz. Yani öyle ki, bir gece ansızın 81 Düzce, 82 Musul, 83 Colmar!
Hem Fransa hem Almanya etkisinde kalmış bu şahane mekanın mimarisi de oldukça zengin. Fransa’nın Neo-Barok ve Almanya’nın Gotik izlerini her yerde görmek mümkün. Biz de kısmetse fethedince ortama Safranbolu evlerimizden dokunuşlar getireceğiz. Colmar’la ciddi düşünüyoruz.
Reine, Norveç
Dünyanın beşinci büyük petrol, ikinci büyük doğalgaz ihracatçısına göre hayli temiz ve masalsı bir bölge değil mi? Avrupa’nın en zengin ülkelerinden olan Norveç’in yaklaşık 30 km.’lik sahil şeridi ve bu uzun sahil boyunca yukarıda gördüğünüz gibi yüzlerce köyü var. Ülkede, petrol ve doğalgazın ardından en büyük gelir kaynaklarından biri de balıkçılık. Reine de bir balıkçı köyü. Fotoğraftaki evlerin arasında görünen kırmızı kulübeler aslında balıkçı barınakları; ama günümüzde turistler için konuk evi görevini üstlenmişler.
Pučiśća, Hırvatistan
Adriyatik Denizi’nin 3. en büyük adası olan Brač üzerinde yer alan Pučiśća genelde Türk turistlerin Dubrovnik-Hvar turlarından sonra pek de devam etmedikleri bir bölgededir. Adanın genelinde denize girmek için harika alternatifler bulabilirsiniz. Buralara kadar gelmişken Krka Tabiat Parkı’nı da görmenizi öneririz. Bosna’nın da içinde bulunduğu eski Yugoslavya’nın bir çok bölgesinde irili ufaklı akarsularla beslenen muhteşem tabiat parkları, ListeList Tur’un siz değerli yolcuları tarafından ziyaret edilmeyi bekliyor. Ne duruyorsunuz çılgınlar, haydi araştırmaya başlayın.
Telč, Czech Republic
Bir üstten noktalamalı köy daha. Bizim köylerin sorunu bu mu acaba? “Aşağı Üvecik” köyünü “Aśağı Ṹvečik” diye yazsak tüm estetik sorunlarımız çözülür mü? Neyse konuyu dağıtmadan Türkiye’de yurt dışı tatili denilince Prag’tan dolayı akla gelen ilk ülke olan Çek Cumhuriyeti’ne uzanıyoruz.
Telč, Çek Cumhuriyeti’nin doğu’da kalan Moravya bölgesinde yer alır. Ülkenin diğer bölgesi de Bohemya’dır. Aslında bir de Silezya bölgesi vardır; hatta Çek Cumhuriyeti bayrağındaki üç rengi bu bölgeler simgeler. Ancak Silezya’nın büyük kısmı Polonya sınırları içerisindedir. Hatta bir kısmı da Almanya’ya aittir. Orta ve Doğu Avrupa toprakları tarih boyunca gerçekten de çok fazla karışmış değerli ListeList okurları; hatta öylesine karışmış ki gezi yazısı yazarken birden İlber Hoca’ya bağlayıverip tarih alanına zıplamışız da ancak farkına varmışız…
UNESCO dünya mirası listesindeki Telč’e dönecek olursak, çok iyi korunmuş pazar yerinin çevresine kurulmuş bu görkemli şehir, tarihin her anından dokunuşlar sunuyor. Barok, rönesans ve rokoko etkisi gezenleri dev bir puzzle’ın parçası gibi hissettiriyor. Görkemli rönesans şatosu, surlar ve şehri çevreleyen göletler arasında sürekli şu cümleleri kuracaksınız: Huzur çok cici bir şeydir, tıpkı serçeler gibi, biz de niye yok böylesi, Allah için desin biri! (Metallica/One, Cenk & Erdem cover style söylenecek)
Cong, İrlanda
Köy demek koyun demekse köye en yakın bölge sonsuz çayırları ve kıvırcık koyunlarıyla meşhur İrlanda’dır herhalde. Gerçi burada manzaraya kat çıkmak için çatısı yapılmamış 6 katlı, üstü mozaikten kilim desenli apartmanlar yerine Viktorya döneminden kalma kaleler ve 300 yıllık köprüler eşlik ediyor. Yani Cong’un bizim köylerle tek ortak yanı var: koyun.
Resimde gördüğünüz Ashford Kalesi 1228 yılında yapılmış İrlanda’nın en eski kalesi. Zamanında ülkenin en ünlü ailelerinden olan Guinness Ailesi’ne (biracı ve rekorlar kitapçısı olan) ev sahipliği yapan kale bugün dünyanın en lüks otellerinden biri olarak hizmet veriyor.
Gruyères, İsviçre
Alp Dağları manzaralı Gruyères, Heidi’nin Peter’in arkasından çılgınlar gibi koştuğu o İsviçre köyüne pek benzemiyor. O tip bir köy için Gruyères’ten daha da yukarılara çıkmalısınız. Şaşıracaksınız ama Alpler’in bir çok bölgesinde tıpkı Heidi’nin evine benzeyen ahşap kulübeler kiralayabiliyorsunuz. Size sadece yatacak yer ve tuvalet sunan bu kulübelerde tabii ki bir Ashford Kalesi konforu yok, e zaten hiçbirimiz Guinness Ailesine mensup olmadığı için pek sıkıntı olacağını sanmıyoruz. Gruyères’te 13. yüzyıldan kalma bir kale var; ayrıca meşhur İsviçre fondülerinde kullanılan “Gruyères” peynirinin de ana vatanı bu köy.
Bled, Slovenya
Burası için dünya üzerindeki gizli cennet desek abartmış olmayız. Kendisiyle aynı ismi taşıyan Bled Gölü ve bir Lego figürü edasıyla endam eden şatosuyla akılları baştan alan bir köydür Bled. Zamanında Abdülhamid’in de bir Avrupa gezisi sırasında güzelliğine dayanamayıp burada mola verdiği bilinir. Dört mevsimin her birinde ayrı bir renge boyanan bu harikalar diyarı, sırtını Alplere dayamış sizleri bekliyor. İki saatlik bir yürüyüşle kaleye ulaşarak eşsiz manzaranın tadını daha da iyi çıkarabilirsiniz. Slovenya’nın minik başkenti Ljubljana ve Bled arası 30 km. ve otobüsle yaklaşık 1 saatlik mesafede.
Bonus: Tabii ki Ferdi Abi
Bu turun ardından haydi gelin biz köyümüze geri dönelim.