Hippie kavramı 1960’ların başında Amerika’da doğdu. 68 kuşağının çiçek çocukları 1970 yıllarının ortalarında birçok ülkeye yayıldı.
Bu dönemi müzik otoriteleri tarafından en iyi müzik grupları olarak bilinen iki grup tarafından, kısa ve öz olarak anlatmak gerekirse; The Who “Yaşlanmadan ölmek istiyorum” derken, Rolling Stones ise ” Yuvarlanan taşlar gibi evsiz olmak”tan bahsediyordu.
Hippilik bir akım olarak Psikanalist Eric Fromm tarafından ele alındığında, gelmiş geçmiş en tutarlı hareket olarak kabul görmekte. Çünkü “çiçek çocuklar” barış yanlılığından vazgeçmemiş, istediklerini yaşamaktan hiçbir zaman çekinmemiş ve bunu başarmışlardır.
İşte çiçek çocuklar, hippiler, kısaca 68 kuşağı:
Çiçek çocuklar; yani “hippiler” aynı zamanda “68 kuşağı” olarak da bilinirler.
1960’ların ortalarında ABD’de ortaya çıkıp diğer devletlere de yayılmış olan hippi alt kültürünün diğer adıdır
“Çiçek Çocuklar” isminin kökeninin Scott McKenzie’nin ‘San Fransisco’ adlı şarkısının…
‘If you’re going to San Francisco, be sure to wear some flowers in your hair’ dizesinden olduğuna inanılır
Bir başka rivayete göre ise kendilerine doğrultulan silahların namlularına çiçek sokmalarıdır
Çiçek çocuklar 1965’te ABD’nin Vietnam’a asker göndermesiyle ortaya çıkar
Muhammed Ali, Vietnam Savaşını kınadığını ve askere gitmeyeceğini söylediği için ünvanı alınır ve 3 yıl bokstan uzak kalır
Bu arada Malcolm X öldürülür ve zenci birliğinin başına Martin Luther King geçerek ünlü söylevi “Bir Hayalim Var”ı bu dönemde verir
68 kuşağını başlatan olaylardan en önemlisi de Che Guevera’nın 1967 yılında Bolivya dağlarında yakalanarak öldürülmesidir
Hippilerin bu akımı kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, özgürlükçü bir harekettir
İnsanın doğasını yerine getirmeye çalışarak “o anda var olmak” tek istekleriydi…
Zorunlu askerliğe karşı olmalarının yanı sıra, serbest cinselliği savundular ve dogmatik akımlara karşılardı
En önemli iki sloganı: “Love, Freedom and Peace” ve “Savaşma, seviş”
Hippi yaşamı mutlak retçiliğin temellerini atan düşünce biçiminin gerçek yaşama dönüştüğü bir tarz aslında
Dünyanın bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik topluluklardı.
Hiç bir konuda sınır tanımamaların yanı sıra var olan tüm yetkileri reddeden bir hareketti
Hippilikte, beslenme tarzı olarak vejertaryanlık tercih edilmiştir. Tarım yerine toplayıcılık ve bahçecilik yaparak ve…
Genellikle vegan-vejeteryan beslenerek hayatlarının devam ettirdiler
Hippilerin büyük turlarında favori merkezleri arasında İstanbul-Sirkeci yer alıyordu
Olimpos ve Kelebekler Vadisi gibi yerler hala “Gökkuşağı Savaşçıları”nın toplanma yerleri arasında
Onlar bilincin değişik durumlarını keşfetmek için psikodelik (saykodelik) müzik dinlediler
Hint keneviri, LSD ve sihirli mantarlar gibi uyuşturucular kullandılar
HIV’in bir türünün Haiti üzerinden ABD’ye ilk giriş yılının 1969 yılı olduğu ise rivayetler arasında
Yolculuk etmeyi çok severlerdi ki bu akımın mihenk taşı 1969’da gerçekleşen Woodstock festivaliydi.
Yapılan Woodstock konserleri arasında Jannis Joplin, Jimi Hendrix, Santana, The Who gibi ünlü sanatçılar vardı
Hippilik bir akım olarak psikanalist Eric Fromm tarafından incelendiğinde, gelmiş geçmiş en tutarlı hareket olarak kabul görmekte
Akımı daha iyi anlamak için izleyebileceğiniz filmler 1979 yapımı “Hair” ve Terry Gilliam’ın yönettiği 1998 yapımı “Fear and loathing in Las Vegas“