Bu tip futbolcular açısından futbol ilginç bir oyundur. Çünkü bu isimleri bireysel olarak andığınızda aslında biraz yavan kalırlar. Birinden bahsettiğinizde aklınıza hemen diğer iki isim takılır. Çünkü onlar üç kişi hayatlarının mesleki anlamda zirve noktasına ulaşmışlardır. Listemizde bazıları halen faal futbol hayatına devam ederken, bazılarının ise futbolu bıraktığını fark edeceksiniz. İşte o futbolu bırakan isimlerden herhangi birini televizyon programında bile görseniz, aklınıza “Keşke diğer iki isim de programa katılsaydı, daha keyifli olurdu” diye düşünce geliyorsa siz de bizim gibi düşünüyorsunuz demektir. Yeşil sahada yakaladıkları uyumla adlarından söz ettiren unutulmaz üçlüleri listeledik.
1. Alex-Aurélio-Appiah Fenerbahçe
Fenerbahçe’nin lige damga vurduğu yıllarda orta saha merkezinde eşine az rastlanır mükemmel bir üçlüsü vardı. Savunmanın önünde ön sezisi ve kestiği toplarla mevkisinin Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularınan biri olan Aurelio, iki kale arasında kusursuza yakın bir şekilde mekik dokuyan Appiah ve kale önündeki becerisi ile soğukkanlılığıyla fark yaratan Alex de Souza. Yüksek tempoyla oynayan dönemin Fenerbahçe orta sahasında Aurelio ile Appiah çaldığı topları Alex’e oynar, Brezilyalıda ya geriden oyuna yön verir ya da atağı rakip kaleyle buluşturan son adam olurdu. Muhtemelen her sarı-lacivertli taraftar o günlere büyük özlem duysa da, bir daha o kadar uyumlu bir üçlü bir araya gelir mi kestirmek zor.
2. Pirlo-Vidal-Pogba Juventus
Juventus’un Conte ile lige ambargo koymaya başladığı yıllarda uyguladığı 3-5-2 sisteminin en önemli üç oyuncusuydu diyebiliriz. Savunmanın önünde maestro rolüne bürünen Pirlo, temposu ve inatçı kimliğiyle Şilili Vidal, rakip yarı sahada oyuna yön veren Paul Pogba ile Juventus’un İtalya Ligi’ni sürklase etmesini sağladılar. Daha sonra Pirlo’nun Amerika’ya, Vidal’in Alman devi Bayern Münih’e, Pogba’nın ise 105 milyon Euro ile eski kulübü Manchester United’a dönmesiyle dağılan bu üçlü yakın tarihe damga vurdu.
3. Ronaldinho-Messi-Eto’o Barcelona
Aslında bu üç futbolcuyu bireysel olarak izlemek de çok keyifliydi fakat, sol önde oynayan Ronaldinho, sağ önde oynayan Messi ve en uçta inanılmaz bitiriciliğiyle bekleyen Kamerunlu Eto’o ritim yakaladıklarında seyretmek gerçekten çok farklı bir hazdı. Maç içinde Brezilyalının attığı akıl dolu paslar ve daha önce görmediğimiz her hafta yeni olarak türettiği adam geçme biçimleriyle birlikte sağdan genç Arjantinlinin 35-40 metre dribbling yaparak topu rakip kaleye getirmesi ve Barcelona’nın o mevkide en çok verim vermiş oyuncularından Kamerunlunun pozisyonları kusursuz şekilde bitirmesiyle nakış gibi işleyen takımın en fazla öne çıkan üç futbolcusuydu.
4. Fatih Tekke-Gökdeniz-Yattara Trabzonspor
Her ne kadar bu yetenekli oyuncular Trabzonspor’a şampiyonluk kazandıramamış olsalar da, Bordo-mavili taraftarlar tarafından hep efsane üçlü olarak anılacaklar. Sağ kanatta rakiplerini rencide edercesine topla yaptığı hareketler ile Trabzon’un halk kahramanlarından Yattara, sol önde yine şehrin yetiştirdiği unutulmaz yıldızlardan Gökdeniz ve Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en yetenekli 15 forvetin biri olan Fatih Tekke. Bu üçlü oynadığı yıllarda Karadeniz Fırtınası’na uzun süreli bir gol kısırlığı yaşatmadı. Eğer kadrodaki diğer oyuncularda saydığımız oyuncuların kalitesinde olabilseydi, bu üçlüyle yaşanabilecek bir şampiyonluk Trabzonspor’a çok yakışacaktı.
5. Gattuso-Pirlo-Seedorf Milan
Acaba Seedorf yerine Brezilyalı maestro Kaka’yı tercih etsek mi diye düşünmedik değil fakat, baklava düzeninde oynayan Milan orta sahasının arka üçlüsünü almak daha doğru olacak diye düşündük. Savunmanın önünde oynayan agresif yapısı ve kesiciliğiyle öne çıkan Gattuso, takımın geçiş hücumlarının en önemli ismi olan Pirlo ve temposuyla “Box to box” oyununu kusursuza yakın oynayan Hollandalı Seedorf ile önde oynayan oyuncuların arkayı düşünmemelerini sağlıyorlardı. Ancelotti yönetiminde İtalya ve dünya futbolunu domine eden takımın, futbolseverlerin gönlünde her zaman farklı bir yeri olacak.
6. Rivaldo-Ronaldinho-Ronaldo Brezilya
Futbolun sadece futbol olmadığı bir ülkeye üç adam gösterdikleri performansla 2002 Dünya Kupası’nı adeta hediye etmişlerdi. Yeni yeni kendini göstermeye başlayayan 22 yaşındaki genç Ronaldinho, futbolculuk kariyerinin olgunlaştığı dönemde yıldızlaşan Rivaldo ve ne yapacağı kestirelemez bir santrafor; ”El Fenómeno”. Her ne kadar turnuvanın yarı finalinde bizi saf dışı bırakarak hayallerimizi sonlandırmış olsalar da bu futbolcular sarı formalarıyla futbol tarihinin en sempatik üçlülerinden.
7. Messi-Neymar-Suarez Barcelona
Bu 3 ismi uzun uzun anlatmaya gerek yok çünkü onları sene başında Neymar PSG’e transfer olmadan önce yakından takip edebiliyorduk. Sol önde Brezilyalı Neymar, sağ önde ustalık dönemini yaşayan Arjantinli Messi ve santrafor mevkinde Uruguaylı Luis Suarez ile tam bir Güney Amerikalı çetesi olan bu oyuncular unutulmaz üçlüler listemizin en etkileyici performanslardan birini sergilediler.
8. Coutinho-Suarez-Sturridge Liverpool
Liverpool’un son yıllarda şampiyonluğa en çok yaklaştığı senenin en önemli baş mimarlarındandı. Brendan Rodgers yönetiminde 38 maçta 101 gol atarak maç başına 2.66 gibi çılgın bir gol ortalaması tutturan Merseyside ekibinde gol yükünü sırtlayan bu uyumlu üçlüyü izlemek futbolseverler için en büyük hafta sonu eğlencelerinden biriydi. Belki de o sezonu şampiyon tamamlayamadıkları için gerektiği kadar takdir toplayamayan bu üçlüyü biz unutmayarak listemizde yer verdik.