Hepimizin bildiği gibi, bir TV dizisini yalnızca senaryosuna ya da karakterlerine göre değerlendirmek biraz eksik olur. Çünkü öyle diziler var ki, arka plandaki manzaralar, kullanılan mekanlar, neredeyse başrol oyuncularından bile daha fazla ilgi çekiyor. Öyle ki, bazı dizilerde gördüğümüz o nefes kesici manzaralar, adeta bizi dizinin içine çekiyor ve birdenbire tatil rezervasyonu yapmamıza bile sebep olabiliyor! İşte son yıllarda çekim yerleriyle bizleri büyüleyen ve sezonları arka arkaya izlettiren unutulmaz dizilerin çekildiği yerler…
1. The Last of Us – Alberta | Kanada
Dünyanın tamamen parçalanmış olduğu bir distopik evrende geçen The Last of Us, belki de en az tatil ilhamı veren dizi olabilir. Ama işte o manzaralar var ya… Her biri, gerçekten de görmek isteyeceğiniz türden! Boston, Kansas City ve Wyoming gibi büyük şehirlerin terkedilmiş versiyonlarını keşfettiğimiz bu dizide, aksiyonun çoğu Kanada, Alberta’da çekilmiş. Kanada’nın muazzam doğası, terkedilmiş alışveriş merkezleri ve doğa harikası yerler dizinin atmosferine adeta uyum sağlıyor. High River, Canmore ve Waterton Lakes Milli Parkı gibi yerlerde çekimler yapıldı ve her biri, dizinin apokaliptik havasıyla mükemmel uyum sağladı. Diziye tam anlamıyla batmamızı sağlayan bu mekanlar, adeta birer karakter gibi!
Dizi, Joel ve Ellie’nin aslında Kanada’da geçen kıyamet sonrası bir Amerika’da yaşadığını anlatıyor. Yani, bu diziye odaklanırken sadece hikaye değil, mekânlar da bizim gözümüzü büyütüyor! Unutulmaz dizilerin çekildiği yerler yazımıza devam ediyoruz.
2. Virgin River – Vancouver | Kanada
Robyn Carr’ın meşhur 20 kitaplık serisinden uyarlanan Virgin River, bizi kuzey Kaliforniya’nın sakin kasabalarına götürüyor. Ama dikkat! Gerçekten Kaliforniya’da değil, bu kasaba aslında Kanada’nın Vancouver şehri yakınlarında bulunan Hollywood North’ta çekilmiş. Dizinin o sakin, doğayla iç içe atmosferi; Vancouver’ın farklı parkları, göletleri ve ormanları ile desteklenmiş. Mel’in su kenarındaki kulübesinin çekildiği yer bile aslında Vancouver’ın kuzeyindeki Murdo Frazer Park’taki bekçi evi. Eğer bir gün oraları gezerseniz, dizinin bazı sahnelerinden tanıdık yerler karşınıza çıkabilir!
Vancouver’ın doğası, dağlar, ormanlar ve su kenarları, dizinin içindeki her sahneyi gerçek bir masal gibi kılıyor. Bir bakmışsınız, Burnaby’deki ormanlardan, bir anda New Westminster’daki sevimli iş yerlerine geçiyorsunuz.
İlk sezonuyla büyük bir çıkış yakalayan The White Lotus, hem karakterleriyle hem de çekildiği yerlerle adeta bir görsel şölen sunuyor. İlk sezon, Hawaii’deki Four Seasons Resort Maui’de çekildi. Bu otel, tropikal cennet temalı her şeyi sunuyor: üç havuz, birkaç restoran (Wolfgang Puck’ın ünlü Spago’su dahil), golf sahaları, bir spa ve bir sanat müzesi… Yani, izlerken bazen gerçekten de tatil yapıyormuş gibi hissediyorsunuz!
Ama işin asıl şaşırtıcı tarafı, dizinin ikinci sezonunun Sicilya’da geçiyor olması. Taormina’daki San Domenico Sarayı, Etna Dağı manzarası eşliğinde bizleri büyüledi. Ve tabii Sicilya’nın Noto kasabası ve Cefalù sahil kasabası da dizinin göz alıcı yerlerinden sadece birkaçı. İkinci sezon, adanın farklı köylerinde geçtiği için her köşe başında bir cennet keşfetmiş gibi hissediyorsunuz.
4. Bridgerton – Londra, Surrey, Bath | İngiltere
Pandeminin yarattığı sıkıcı atmosferden kaçmak isteyen herkesin favorisi haline gelen Bridgerton, 2020’de milyonlarca insanın ekran başına kitlendiği o muazzam bir başarıya imza attı! Dizi, ilk sezonda, bir dönem dramasından fazlasıydı; adeta bir Jane Austen hayranı için görsel bir şölen sundu. Bath’ın tarihi dokusuyla bezeli, zarif atmosferi izleyiciyi mest etti! Londra ve Surrey de diziye dahil olunca, o dönemin büyüsüne daha da kapıldık. İkinci sezonda ise Berkshire’daki Sunninghill Malikanesi gibi büyük setler devreye girdi ve Bath’a geri dönüldü. Ne de olsa Bridgerton’ın gösterişli havası her yerde yankılandı! Unutulmaz dizilerin çekildiği yerler yazımıza devam ediyoruz.
5. Poldark – Cornwall | İngiltere
BBC’nin, hayranlarının içindeki gezgin ruhu ortaya çıkaran kılıç şakırtılı dönem dizisi Poldark, Cornwall’ın vahşi doğasına olan ilgiyi patlatmakla kalmadı, aynı zamanda Batı Ülkesi’ni keşfetmeye adanmış bir tutkunun da kapılarını araladı. 2019’da yapılan bir araştırma, Cornwall’a gelen ziyaretçilerin %13’ünün Poldark’ın etkisiyle buraya seyahat etmeyi tercih ettiğini ortaya koydu. Poldark’ı izlerken, Penwith Yarımadası ve Penberth Koyu gibi eşsiz koylarda geziyor, berrak denizleri ve bembeyaz kumsalları izleyip rüya gibi manzaralara dalıyorsunuz. Ve evet, Poldark’ı canlandıran aktör Londra’da milletvekilliği yapmış olsa da, dizinin başrolü tam olarak Cornwall’ın kırsalındaki doğal güzelliklerde parlıyor!
6. Game of Thrones – İzlanda, Kuzey İrlanda, Hırvatistan
Savaşlar, büyüler, ejderhalar ve tabii ki kötü zombilerle dolu olan Game of Thrones’un maceraları, büyük ölçüde Kuzey İrlanda’da çekildi. Tam şehrin yanı başında, Magheramorne Quarry’de, Castle Black ve The Wall gibi ikonik yapıları izlerken, kayın ağaçlarıyla çevrili Dark Hedges, ikinci sezonda Kingsroad olarak gözlerimizin önüne seriliyor. Peki, biraz uzaklaşalım mı? O zaman Hırvatistan’ın masalsı sahil şehri Dubrovnik, King’s Landing olarak karşımıza çıkıyor. Ve tabii, İzlanda’daki o muazzam karla kaplı dağ zirvelerinde, Kirkjufell’le yapılan çekimler de akıllara kazınıyor.
HBO’nun popüler dizisi, bir Avustralya kasabasında geçen kurgusal hikayesini Kaliforniya’nın göz kamaştırıcı kıyılarına taşımış! Monterey’deki dramatik Pasifik manzaraları, diziye ayrı bir estetik katarken, Lovers Point Parkı’nda karakterlerin büyük yüzleşmelerine şahitlik ediyoruz. Her köşe başında Carmel River State Beach ve Del Monte Beach gibi engebeli sahiller bizi karşılıyor. Ve tabii, Big Sur’daki ünlü Bixby Creek Köprüsü, Big Little Lies’ın unutulmaz simgelerinden biri haline geliyor.
8. Emily in Paris – Paris | Fransa
Lily Collins’in canlandırdığı Emily, Paris’teki hayatı keşfederken, şovun gösterişli mekanları da göz kamaştırıcı! Parisliler, şehrin hayatını dizideki kadar pürüzsüz ve kusursuz görmediklerini söyleyip eleştiriyor olsa da, şehri ve mekanları keşfetmek inanılmaz bir keyif. Showrunner Darren Star, bizi Palais Garnier, tarihi restoran Le Grand Véfour ve Jardin du Luxembourg gibi muazzam mekanlarla tanıştırıyor. Emily’nin dairesi ise Paris’in en güzel semtlerinden biri olan Place de l’Estrapade’de yer alıyor. Ve tabii, yaz tatilinde Emily ve arkadaşları şehri terk edip Champagne bölgesine kaçıyorlar – ama aslında Loire Vadisi’nde çekilen sahnelerle bu atmosfer bize sunuluyor!
9. Sex Education – Galler | Birleşik Krallık
Herkesin gönlünü fetheden bu keskin ve komik Netflix fenomeni, Seksenler dönemi havası taşıyan Amerikan ve İngiliz göndermeleriyle adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Dizi, hayranları “Peki bu hikaye nerede geçiyor? Hangi şehirde çekilmiş?” sorularını sordurmaktan alıkoyamıyor. Yazar Laurie Nunn, kültleşmiş “The Breakfast Club” ve “Pretty in Pink” gibi filmlerden ilham alarak, Moordale Lisesi’ndeki şık danslar ve mektup ceketi giyen sporculara hayat veriyor. Ama işin ilginç kısmı, dizinin aslında Galler’in sınırlarında çekilmiş olması. Otis ve annesi Jean’in o tuhaf evi Wye Nehri kenarındayken, Forest of Dean bölgesi de önemli bir yer tutuyor. Hem manzaralar hem de atmosfer, izleyiciyi kendisine çekiyor.
10. I May Destroy You – İngiltere ve İtalya
Michaela Coel’in başrolünde olduğu bu sıra dışı dizi, sadece toplumsal ve kişisel travmalarla değil, aynı zamanda harika tarz ve mekanlarla da kendine hayran bırakıyor. Londra’da geçen sahneler bir yana, bu kez İtalya da göz önünde. Arabella (Coel tarafından canlandırılıyor), Ostia’daki Battistini plajında dibe vurduğu an, izleyicinin kafasında “Ne oluyor burada?” ve “Bu sahne nerede çekilmiş?” gibi sorulara neden oluyor. Moda ve konumlar o kadar dikkat çekici ki, diziye sadece olaylar değil, görsellik de çok yakışıyor!
11. Killing Eve – Paris, Amsterdam, Roma, Barselona
Evet, Villanelle’in (Jodie Comer) dünyaya meydan okuyan psikopat suikastçılık kariyeri, özellikle gezdiği şehirlerle daha da ilgi çekici hale geliyor. Paris, Amsterdam, Roma derken, 3. sezonda Barselona’da geçirdiği günler, seyahatin bir başka heyecan verici yüzünü gösteriyor. Özellikle Gràcia bölgesindeki Plaça de Lesseps’te bulunan La Casa Ramos, şehrin en güzel modernist yapılarından biri. Yani, dizi ne kadar gergin olursa olsun, Barselona’yı izlemek gerçekten harika.
12. Succession – New York, Hırvatistan ve Ege Denizi
Yıldızlar, yalanlar ve güç… Bu dizi, Amerika’nın en güçlü ailesinin hikayesini anlatırken, aynı zamanda milyarderlerin tatil alışkanlıklarını da gözler önüne seriyor. Roy ailesi, New York’un kuzeyindeki lüks tatil köylerinde ve 175 milyon dolarlık Henry Ford Malikanesi’ndeki Hamptons’da bir araya geliyor. Ama asıl heyecan verici olan, Ege Denizi ve Hırvatistan’daki lüks yat gezileri. Özellikle Korčula Adası’nda yapılan bu yat gezisi, aile konferansı yaparken bir yandan göz alıcı deniz manzaralarına da tanık oluyorsunuz.
13. Riviera – Grasse | Fransa
Sırlar, lüks ve sanat… Bu sabunlu dizide hepsi bir arada! Hikaye, yeni dul kalmış Georgina Clios’un (Julia Stiles) yaşadığı lüks yaşamı ve şaşırtıcı olayları merkezine alıyor. Grasse yakınlarındaki gerçek Château Diter’e benzeyen bir villa, Toskana tarzında harika bir yaşam alanı sunuyor. Ama en etkileyici yer, Riviera’nın incisi olan Juan-les-Pins’teki Hôtel Belles Rives. Burası, bir zamanlar F. Scott Fitzgerald’ın da sahil evi olarak kullandığı tarihi bir mekan. Göz alıcı mimarisiyle, sanki bir rüya gibi! Unutulmaz dizilerin çekildiği yerler yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir:
