Bazı cümleler vardır ki kuruldukları yerden bin yıl da geçse kalkıp gitmezler. O cümleyi okuyan insan için baktığı yer de değişir artık, geldiği yer de. Hatta gideceği yer bile bir başka olur. Çünkü derin ve incelikli anlamların çağırdığı ses, kendi cevabını yaratmıştır çoktan. Ve yankısını duyuran her ses, yeni cevaplara soru kılar kendini. Yaşamak ve yeniden yaşamak için. Bunu yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmez.
Edebiyatımıza yön veren birçok yazar, kurdukları kısacık cümlelerle yeni anlam kapılarını aralamışlardır. Eserlerinde sürdürdükleri yolculuğun da temelinde bu vardır.
Hazırladığımız liste, edebiyat dünyamıza kazandırdıkları eserlerle unutulmaz olan yazarların kaleminden dökülen ve hayatın her duygusuna dokunmaya çalışan cümlelerden oluşmaktadır.
1. “Korku, örtmeye en yatkın olduğumuz kirimiz, gizlemeye en çok uğraştığımız kokumuzdur.”

2. “Sen birinci hamura basılmış dokuz punto beyaz karaktersin. Alınyazımsın, daha doğrusu alınyazımın tek okunaklı yerisin…”

3. “Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini
düşünmek illetidir…”

4. “Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle en güzel trenler çizebilirmiş ona göre…”

5. “Uçurumlar var, var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında, kendiyle başkası arasında…”

6. “Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil; arkasında bulunduğumuz içindir.
7. “Hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir. İnsan, can sıkıcı bir saç demetidir, ben de akılsız bir robotum.”

8. “Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”

9. “Dürtme içimdeki narı. Üstümde beyaz gömlek var.”

10. “Ekmeğimi gözyaşıma bandım da yedim.”

11. “Yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru ise yalnızdır.”

12. “Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.”

13. “Ben yalnız bir adamım tırnaklarım uzamaz.”

14. “Her şeyden biraz kalır, diyordu hayat… Kavanozda biraz kahve, kutuda bir kaç sigara, insanda biraz acı.”

15. “Ah, kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya”

































