Tupac Shakur, 1990’lı yılların başında yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, tüm dünyada hızla tanınan ve sevilen bir rap müzik sanatçısı haline gelmişti. Hem dünyanın dört bir yanındaki müzikseverleri hem de bir parçası olduğu rap müzik dünyasını önemli ölçüde etkilemeyi başaran Tupac kısa kariyerine rağmen bir efsane haline geldi. Çünkü bir efsanenin taşıması gereken pek çok özelliğe sahipti. Her şeyden önce, yetenekli bir müzisyen ve söz yazarıydı. Korkusuzdu, politikti ve cesurdu. İnsanları, özellikle de ABD’nin yıllardır görmezden geldiği, köleleştirdiği insanları etkilemek gibi kıymetli bir yeteneği vardı. Ve belki de en önemlisi, bir suikasta kurban gitmişti!
Peki, ama neden? 90’lı yılların popüler rap yıldızı neden ve kim tarafından öldürülmüştü? Bu sorular, aradan geçen onca yıla rağmen yanıtlanabilmiş değil. Bu nedenle efsanenin ölümü hakkında pek çok söylenti, pek çok komplo teorisi var. Bazıları ise Shakur’un halen aramızda olduğunu iddia ediyor! Evet, tüm bu söylentiler ve iddialar gerçeğin ortaya çıkmasına bir katkı sağlamıyor. Ama biraz da bu söylentiler sayesinde Tupac Shakur efsanesi yıllardır varlığını sürdürüyor. İşte efsanevi rap müzik sanatçısı Tupac Shakur’un yıllardır aydınlatılamayan gizemli ölümü hakkında bilmeniz gerekenler.
Tupac Shakur, 1971 yılında New York’ta dünyaya geldi
Aslında ileride nasıl bir insan olacağı, nasıl bir şeye dönüşeceği çocukluk yıllarından belliydi. Annesi Afeni Shakur, ABD’deki siyahi hakları için mücadele eden Kara Panter Partisinin önde gelen isimlerinden, yaşadığı dönemin dikkat çeken aktivistlerinden biriydi. Öyle ki henüz Tupac’a hamile olduğu sırada 350 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyordu.
Neyse ki hakkındaki iddiaların çoğu uydurmaydı ve davadan beraat etmişti. İşte Tupac Shakur’un çocukluk ve gençlik yılları ezilenlerin arasında, ezilenlerden biri olarak, yokluk, mücadele ve kaos içerisinde geçmişti…
Yoksulluk ve yaşadığı dünyanın siyasi atmosferi Tupac Shakur’un çocukluk ve gençlik yıllarında pek çok kez taşınmasına neden oldu
1980’lere gelindiğinde annesi, uyuşturucu bağımlısı olmuştu. Tupac ise araya mesafe koymaya, evden ayrılmaya karar vermişti. İkili, yıllar sonra tekrar bir araya geldi. Ancak bu ayrılık ve yaşadığı diğer tüm zorluklar, hayatında yeni bir sayfanın açılmasına olanak sağlayacaktı.
Küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyan Tupac, yıllar içerisinde pek çok amatör müzik grubunda yer aldı
Ancak Shakur’un yaşamını değiştiren müzik topluluğu 1978 yılında Oakland, Kaliforniya’da kurulan Digital Underground isimli alternatif hip hop topluluğu oldu.
Çok sayıda genç müzisyenin bulunduğu toplulukta Shakur dansçı ve sahne görevlisi olarak yer alıyordu. Ancak rap müziğe olan ilgisi ve yeteneği, Tupac’ı sahneye taşıyacaktı.
1991 yılında Digital Underground’un en tanınan müzisyeni haline geldi
Şarkılarında siyahilerin yaşadığı sıkıntıları doğrudan ve korkusuz bir şekilde dile getiriyor, şiddetin değişim araçlarından biri olabileceğini savunuyor, yoksulluktan, adaletsizlikten, azınlık haklarından bahsediyordu. Shakur’un kendine özgü duruşu sert ve politik müziği ile birleşince Shakur’un rap müziğin doğal ortamında, sokaklarda bir salgın gibi yayılması kaçınılmazdı, öyle de oldu.
Şarkılarında şiddetten ve suçtan da sıklıkla bahsediyordu çünkü bu temalar Shakur’un yaşamının merkezinde yer alıyordu
1993 yılında görev başında olmayan iki polisi silahla yaraladığı gerekçesiyle tutuklandı. Ancak daha sonra polislerin sarhoş olduğu ve Shakur’un nefsi müdafaa amacıyla ateş ettiği anlaşıldı. Çok kısa bir süre sonra 1994 yılında, Ayanna Jackson isimli bir kadın tarafından tecavüzle suçlandı. Tupac Shakur, bu suçlamayı reddetse de hapis cezasına çarptırılmaktan kurtulamadı. İşte bir suikast sonucunda hayatını kaybetmesi ile sonlanacak süreç, Tupac’ın hapse girmesiyle başladı.
Hapisteyken Death Row Records isimli plak şirketinin sahibi Suge Knight ile tanıştı
Knight, Tupac’a oldukça cazip bir teklifte bulundu. Buna göre Shakur, Knight’ın plak şirketi Death Row Records ile sözleşme imzalamayacak Knight ise bunun karşılığında Shakur’un 1,4 milyon dolarlık kefaletini ödeyerek serbest kalmasını sağlayacaktı. Tupac, Knight’ın teklifini kabul etti, anlaşma gerçekleşti, rap camiasının asi ve gür sesi, serbest kaldı. Ancak bu anlaşma Tupac’ın devler ligine adım attığının da habercisiydi. Bu nedenle rap müzik dünyasını hareketli günler bekliyordu.
Tupac Shakur, ilk kez 30 Kasım 1994’te silahlı saldırıya uğradı
1994 yılının 30 Kasım günü, Manhattan’daki bir kayıt stüdyosunda albüm çalışması yapan Tupac, iki silahlı adamın saldırısına uğradı. Saldırganlar tarafından vuruldu ve yaralandı. Tupac, ilerleyen günlerde saldırıdan Sean Combs ve Notorious BIG isimli rapçileri sorumlu tuttuğunu açıkladı.
İddiasına göre özellikle South Side Crips isimli çete/suç örgütü ile yakın ilişkileri bulunan Notorious BIG, ABD rap müzik sektöründeki Doğu Yakası-Batı Yakası çekişmesini körüklemek istiyor, bu nedenle şiddet eylemlerine başvuruyordu.
7 Eylül 1996’da Las Vegas’ta ikince kez kurşunların hedefi oldu
7 Eylül 1996 akşamı ünlü boksör Mike Tyson’ın bir maçını izleyen Tupac, beraberindeki Suge Knight ile karşılaşmanın yapıldığı yerden ayrılmıştı. Ancak bir süre sonra ikilinin bulunduğu arabaya yanaşan başka bir arabadan Tupac’ın bulunduğu arabaya en az 12 el ateş edildi. Mermilerden biri şoför koltuğunda oturan Suge Knight’ın kafasını sıyırdı. Ancak 4 mermi Tupac’ın bedenine isabet etti.
Tupac, kısa süre içerisinde hastaneye kaldırıldı. Doktorlar, yaşama şansının yüksek olduğunu açıkladı
Ancak asi rapçinin durumu daha sonra kötüleşti. Tupac Shakur, suikasta uğradıktan tam 6 gün sonra, 13 Eylül 1996’da hayatını kaybetti. Aslında şiddet, Tupac’ın yaşamının doğal unsurları arasındaydı. Daha önce de silahla yaralanmış veya başkalarını yaralamıştı. Bu nedenle uğradığı bu son saldırı çok da şaşırtıcı değildi. Peki ama Tupac’ı kim neden öldürmüştü?
Tupac Shakur’un katilleri aradan geçen 27 yıla rağmen yakalanamadı
Haliyle neden öldürüldüğü de yıllardır çözülemeyen bir gizem. Ancak bazılarına göre Tupac’ın neden ve kimler tarafından öldürüldüğü, rap dünyasının derinlerindeki insanlar tarafından biliniyor. Fakat bu meselede açığa çıkacak çok fazla sır, tehlike içerisine girecek çok fazla insan var. Bu nedenle Tupac’ın gizemli ölümü, gizemli kalmalıydı. Ünlü şarkıcının bilinmezliklerle dolu öldürülme hikayesi ise bazıları hayli ilginç, çok sayıda komplo teorisine doğmasına neden oluyor.
En popüler teorilerden birine göre Tupac’ın ölüm emri Notorious BIG tarafından verildi
Tetikçinin kim olduğu bilinmese de pek çok insan Tupac’ın Notorious BIG’in verdiği emirle öldürüldüğüne inanıyor. İkili arasındaki husumet ve Tupac’ın yıllar önce uğradığı silahlı saldırıdan Notorious BIG’i sorumlu tuttuğu düşünülünce teori çok da mantıksız görünmüyor. Ancak bu iddia hiçbir zaman kanıtlanamadı ve muhtemelen kanıtlanamayacak da. Çünkü Notorious BIG, Tupac’ın ölümünden kısa bir süre sonra bir suikast sonucu hayatını kaybetti.
Orlando Anderson isimli çete üyesi de Tupac Shakur cinayetindeki önemli şüpheliler arasında
South Side Crips çetesinin üyelerinden biri olan Anderson’un Tupac’ı öldüren kişi olduğuna inanan çok sayıda insan var. Çünkü Tupac’ın Mike Tyson’ın maçını seyrettiği gece, yanındaki arkadaşlarıyla birlikte Anderson’a saldırdığı biliniyor. Anderson’un ise intikam almak için Tupac’ı öldürmüş olabileceği düşünülüyor.
Tupac’ın ölümünden Suge Knight’ı sorumlu tutanlar da var
Rastgele açılan ateşe rağmen, saldırıdan kurtulması bazı insanların gözünde Knight’ı da şüpheli koltuğuna oturtuyor. Ancak bu teori bazı başka teorilerle kıyaslandığında son derece makul görünüyor.
Kimilerine göre Tupac’ı öldüren silah ABD hükûmetine ait!
Bu iddiayı ortaya atanlar Tupac’ın politik olarak özellikle siyahiler ve azınlıklar arasında son derece etkili olduğunu dile getiriyor. İddianın ikinci boyutunda ise ünlü rapçinin hitap ettiği kitleler üzerindeki potansiyel etkisinin ABD hükümeti tarafından erkenden kırılmak istenmesi yatıyor. Yani bu iddiaya göre Tupac Shakur, Amerika Birleşik Devletleri hükûmeti tarafından öldürüldü.
En ilginç komplo teorilerinden birinde ise Tupac’ın ölmediği iddia ediliyor
Bu teorinin altında ise Tupac’ın yaşadığı hayat tarzını değiştirmek istediği, bunun için de kendi ölümünü planladığı düşüncesi yer alıyor. Öte yandan bu teoriye inanan Tupac hayranları, rapçinin Küba’da yaşamını sürdürdüğünü dile getiriyor.
İlginizi çekebilir:
Bob Marley’den Tupac’a: Kendi Ölümünü Tahmin Eden 11 Ünlü
Kaynak: 1