Öncelikle merak etmeyin, spoiler yok. Sadece biraz övgü var 🙂
The Affair, iki karakterin evlilik dışı ilişkilerini konu alıyor. Bu ilişkinin karakterleri ve onların etrafındaki insanları nasıl etkilediğini izliyoruz aslında özetle. Buraya kadar her şey standart, haklısınız. Dizinin gizemli ve insanı içine alan yanı, tüm hikayenin ana karakterlerin perspektifinden ayrı ayrı anlatılması. İşin içine bir de cinayet karışıyor ki, çözülmeyi bekleyen bulmacaların sayısı iyice artıyor. Üstelik hangi perspektiften anlatılan hikayenin seyirciyi doğruya ulaştıracağı net değil.
O zaman buyurun, The Affair’i diğerlerinden ayıran özellikler:
1. İki başrol de İngiliz
Noah’yı canlandıran Dominic West ve Alison’a hayat veren Ruth Wilson – ikisi de İngiliz. Ve aksanlarından tabii ki hiçbir şey anlamıyoruz.
2. Çocukluk aşkımız Joshua Jackson’ı görüyoruz
Dawson’s Creek’teki Pacey, evet. Her zamankinden daha yakışıklı, evet.
3. Jenerik müziğini Fiona Apple yaptı
Dizinin bağımlılık yapan etkisi jenerikten itibaren kendisini belli ediyor. Fiona Apple’ı zaten efsunlu şarkılarından tanıyoruz, The Affair için hazırladığı “Container” isimli şarkının da tam ondan beklenecek mistik bir havası var. Ayrıca dizideki huzursuz hikaye ve kaygılı karakterlerle müthiş bir uyum içerisinde.
4. İki Golden Globe ödülü aldı
2015 Golden Globe’un en iyi drama dizisi seçildi. Aynı törende, Ruth Wilson da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.
5. Konu, yalnızca evlilik müessesesinin değerlendirilmesi veya bir cinayetin çözümlenmesi değil
Hikayeler serisi ve bu hikayelerin anlatılış biçimi, doğruyu, yanlışı, gerçeği ve hayali de sorgulatıyor. Hatta, karakterler ikili ilişkiler üzerinden varoluş sorunlarını dahi masaya yatırıyorlar.
6. Hikayeyi farklı perspektiflerden birkaç kez anlatıyor
Dizinin en can alıcı tarafı, hikayenin dizinin iki ana karakterinin gözünden anlatılması. Hatta ikinci sezondan itibaren perspektif sayısı 4’e çıkıyor. Bu durum, karakterlerin ön yargılarını ve hafızalarına neyi nasıl kaydetmeyi tercih ettiklerini açığa çıkarıyor. İki resim arasındaki 7 farkı bulmaya çalışırken, olayların stres seviyesiyle birlikte izleyicinin heyecanı da yükseliyor.
7. Jüri: izleyici
Bu dizide, diğerlerinde olduğu gibi, karakterlerden biri tarafından hayal edilmiş bir olay anlatılırken, renkler değişmiyor, ortalık toz bulutu olmuyor. Ne izlerseniz izleyin, onun gerçek mi, yanlış anımsanan bir an mı, yoksa özellikle manipüle edilmiş bir düşünce mi bilemiyorsunuz. Bu diziden maksimum keyif alabilmek için öncelikle hayatta “gerçek” diye bir şeyin olmadığına inanmanız gerek. Sonra izlerken büyük sıkıntı çıkıyor arkadaşlar. Sürekli güvenilen dağlara kar yağma durumu var zira. Sonra uyarmadı demeyin. Ne aslında nasıl oldu, kim haklı kim değil kimse bilmiyor; jüri sizsiniz.
8. İtici karakter zengini
Eğer niyetiniz dizi izlerken sizinle kafa dengi, arkadaş olabileceğiniz karakterler bulmak değilse bu durumdan rahatsız olmazsınız. Hatta aksine, hoşunuza gider.
9. Kadın çıplaklığı kadar erkek çıplaklığına da yer veriyor
Dizinin yazarı ve yapımcısı Sarah Treem The Affair’in seksi sahneleri için “Bu dizinin sadece iç gıcıklayıcı olduğu için gereksiz yere çıplak kadın vücudu göstermesini istemiyoruz. Çıplaklık özellikle olsun diye kullandığımız bir şey değil. Konu çok fazla mahremiyet içerdiğinden, tamamen hikayeyi tamamlaması için çıplaklık görüyorsunuz. Bu çıplaklığın kadın ve erkek için eş derecede olmasına özen gösteriyoruz, böylece anlattığımız şeyin daha dürüst ve inandırıcı olacağına inanıyoruz.”