Netflix’in geçen sezon en çok konuşulan yapımlarından birisi olan Stranger Things’in ikinci sezonuna sayılı günler kaldı. 27 Ekim’de izleyiciyle buluşacak olan Stranger Things’in, ilk sezonuyla ilgili renkli bir hatırlatma turu atmak isteyenleri Sadi Güran’ın muhteşem illüstrasyonlarıyla hazırlanmış sezon özetine alalım:
1. “The Vanishing of Will Byers” (1. Bölüm)
1983 sonbaharında Indiana’da başlayan hikayede, dizinin ana karakterleri olan Mike, Will, Dustin ve Lucas’ı oyun oynarken görürüz. Oyundan sonra bisikletiyle eve dönmekte olan Will, “Hawkins Laboratuvarı” yakınlarında giderken yolunu kesen gizemli bir yaratıktan kaçmaya çalışır. Bu olaydan sonra will ortadan kaybolur. Will’in kayboluşundan sonra ailesi ve akrabaları arasında büyük bir telaş oluşur ve annesi Joyce polis şefi Jim Hopper’dan yardım ister. Aramaya koyulan polis şefi Will’in kayıp olan bisikletini bulur ve o civarda bir arama başlatır. Will’in arkadaşlarından Mike, gece Will’i aramak için gizlice evden çıkar ve ablası Nancy’nin erkek arkadaşını gizlice ablasının odasına girerken görür.
Bütün bu olanların dışında bir başka kişi hikayeye dahil olur. Saçları kazınmış küçük bir kız çocuğu, üzerinde hastane kıyafetleriyle bir restoranda bulunur. Kız hiçbir şekilde konuşmayınca restoran sahibi sosyal hizmetleri arar ama kızı almak için gelen ajanları kötü bir sürpriz beklemektedir. Kız telekinezi yetenekleriyle onları öldürür ve oradan kaçar. Daha sonra ise will’i ormanda arayan arkadaşlarıyla karşılaşır.
2. The Weirdo on Maple Street (2. Bölüm)
Çocuklar ormanda buldukları gizemli kızı Mike’ın evinde saklar. Kız hiç konuşmadığı için, ona kolunda dövme ile yazılmış olan “Eleven” (011) ismini verirler. Ertesi gün dili çözülen Eleven, Mike’a peşinde kendisini arayan kötü insanlar olduğunu söyler. Daha ilginci ise Eleven’ın evdeki fotoğraflardan birinde gördüğü, kayıp çocuk Will’i tanımasıdır. Eleven Will’in bir canavardan saklanıyor olduğunu söyler. Bu arada telaşla oğluyla ilgili bir haber bekleyen Joyce’un evine anlamsız telefon aramaları gelir. Joyce, telefonun bozulduğunu düşünürken evin ışıkları da garip şekilde yanıp sönmeye başlar. Daha sonra Will’in odasındaki garip değişimleri görür ve korkarak evden ayrılır. Nancy, Steve’in ev partisine katılmak için Barbara’yı da ikna eder. Partiden çok hoşlanmayan Barbara, havuz başında tek başına otururken havuzdan çıkan garip bir yaratık tarafından kaçırılır.
3. “Holly, Jolly” (3. Bölüm)
Eleven, gördüğü bir kola reklamından sonra “Hawkins Lab.”daki bir anısını hatırlar. Onu telekinezi yeteneklerini kullanarak boş bir kola kutusunu ezmeye zorlarlar, zorlanarak da olsa bunu yapar ve neticesinde kendi burnu kanar. Onu gözlemleyen Dr. Martin Brenner başarılı olduğu için mutludur. Bir yandan polis şefi Jim de Will’in kaybolmasının Hawkins Laboratuvarı’yla bir ilgisi olabileceğine dair bazı ip uçları bulur. Hawkins Laboratuvarı’nda onu aramaya gider ancak bir ipucu bulamaz. Daha sonra Hawkins Laboratuvarı’nı araştıran Jim, edindiği bilgiler ile Will’in kaçırılmasında ilgisi olabileceği kanısını pekiştirir.
Joyce, Will’in kendisiyle evdeki ışıklar aracılığıyla iletişim kurmak istediğini düşünür ve bir parola sistemi geliştirirler. Işıkların bir kez yanması “evet”, iki kez yanması “hayır” anlamına gelmektedir ve bu yolla Will ona “hayattayım ama güvende değilim” mesajını ulaştırır. Daha sonra bu yöntemi geliştirirler ve Joyce her harfe karşılık gelen bir ışık koyar. Böylece artık kelimeler ile iletişim kurabileceklerdir. Ancak il beliren kelime “Burada!” olur ve ikincisi ise “Kaç!”tır. Daha sonra canavarın odada belirdiğini görürüz.
Eleven, çocukları Will’in ormandaki ağaç evine götürür ve arkadaşlarının orada olduğunu söyler. Mike, Dustin ve Lucas bundan şüphe eder. Ardından Jim Hopper, ormanda bir çocuk cesedi bulur. Ceset Will Byers’a aittir.
4. “The Body” (4. Bölüm)
Polis şefi Jim Hopper, Joyce’nin ışıklar ile iletişim kurmasının sadece yaşadığı travmadan kaynaklandığını düşünür. Joyce ise oğlunun hala hayatta olduğunu düşünmektedir. Otopside doğum izinin olmadığı sorgular ve bedenin ona ait olmadığına kesin inanır. Will’in hayatta olduğuna tek inanan annesi değildir. Eleven da hayatta olduğunu çocuklara kanıtlamak niyetindedir ve evdeki küçük telsiz aracılığıyla Will’in sesini az da olsa çocuklara dinletir. Bunun üzerine çocuklar da, öğretmenlerinin kullandığı telsizden faydalanabilmesi için Eleven’i okula götürürler. Okula gizlice sokulan Eleven, telsiz sistemiyle Will’e ulaşır ve Will’in annesini sayıkladığını duyar. Aynı sesleri evdeki duvar aracılığıyla annesi Joyce da duyar ve duvarın kağıdını yırtmasıyla birlikte oğlunun görüntüsü ile karşılaşır. Anne oğul konuşması aynı zamanda okuldaki telsiz aracılığıyla çocuklara da gitmektedir ama o sırada telsiz alev alır. Bağlantı kesildikten sonra tekrar iletişim kurmak için Joyce duvarı paraçalasa da sonuç alamaz.
Will’in ağabeyi Jonatan, gizlice fotoğrafını çektiği ev partisinde kamerasına yansıyan (Barbara’yı kaçıran) canavarın, Joyce’nin tarif ettiğiyle aynı özelliklerde olduğunu öğrenir. Polis Şefi Jim ise, şüphelerinden dolayı Will’in cesedine bir otopsi yapar ve bedenin içinde yapay maddeler çıktığını görür.
5. “The Flea and The Acrobat” (5. Bölüm)
Tekrar laboratuvara giden Jim Hopper, Eleven’ın odasını ve yaptığı çizimleri bulur ve “Upside Down”a açılan geçitin olduğu duvarı keşfeder. Tam o sırada başına gelen bir darbeyle bayılır. GÖzünü açtığında kendisini evde bulur ve evinde bir ışığın içine gizlenmiş bir mikrofon olduğunu fark eder. Çocuklar ise Upside Down’a açılan geçiti bulmak için farklı yollar aramaya başlarlar. Eleven ise yeniden oraya dönmekten korktuğu için çocukları yanlış yönlendirir ve aralarında tartışırlar. Özel güçleriyle çocukları etkisiz hale getiren Eleven ortadan kaybolur. Will’in ağabeyi Jonatan ve Nancy, fotoğraftaki canavarı bulmaya karar verirler. Arayışları sırasında ormanda gördükleri yaralı geyiğin sürüklenerek çekildiğini fark ettiklerinde canavarı bulduklarını anlarlar. Peşlerinden giderler ve bir ağacın gövdesinde garip bir geçit bulurlar. Nancy o geçitten Upside Down’a geçer. Nancy’nin çığlıklarını duyunca, Jonatan onu kurtarmak ister ama geçit kapanmak üzeredir.
6. “The Monster” (6. Bölüm)
Son olaylardan sonra Dustin ve Mike Eleven’ı, Lucas ise Will’i aramaya başlar ve artık yolları ayrıdır. Jim Hopper, laboratuvarda gördüklerini araştırırken ipuçları onu “Project MKUltra” projesine götürür. Ormanda kurtulmayı başaran Jonatan ve Nancy ise, canavarı alt etmek için yine ormana dönemeye karar verir. Nancy’nin şerefsiz sevgilisi Steve karşılarına çıkar ve onun zorbalığı yüzünden çıkan kavgada Jonatan tutuklanır. Lukas da sonunda Will’i bulmak için Hawkins Laboratuvarı’na gitmesi gerektiğini anlar. Dustin ve Mike ise Eleven’la tekrar bir araya gelir. Ve Eleven, kaçmak için geçiti açmasaydı bu olanların başlarına gelmeyeceğini ve bunun için üzgün olduğunu söyler. Mike, Dustin ve Eleven yine Mike’ın evine döner ama bilmedikleri şey tamirci görünümlü bir ajanın onları fark ettiğidir.
7. “The Bathtub” (7. Bölüm)
Lucas’ın başının belada anlayan çocuklar ona yardıma giderler ve beraber bisikletleriyle kaçarken peşlerine Dr. Brenner’in ajanları takılır. Tekrar bir araya gelen ekibin yolunu bir minibüs keser ancak Eleven güçleriyle minibüsü havaya kaldırır ve bir araba çöplüğünde saklanmaya başlarlar. Bunun üzerine Dr. Brenner ve adamları Mike’ın evine giderler ve ailesine oğullarının tehlikede olabileceğini söyleyerek sorular sorarlar ama istediği cevapları alamaz. Nancy kardeşi için Jim Hopper’a gider ve henüz haber olmadığını öğrenir. Will’in telsizi aracılığıyla çocuklar ile iletişim kurmayı başarırlar. Will’in evinde herkes toplanır ve “Upside Down” hakkında tüm bildiklerini anlatırlar. Will ve Barbara’nın orada kapalı kaldığı konuşulur. Eleven da onlara ulaşabilmek için yeni bir plan ortaya atar. Bir şekilde Upside Down’a geçmeyi başaran Eleven orada Barbara’nın cesedini ve korkmuş halde kurtarılmayı bekleyen Will’i görür. Ancak Will ile temasları birden kesilir ve Will ortadan yine kaybolur.
8. “The Upside Down” (8. Bölüm)
Joyce ve Jim Hopper, Hawkins Laboratuvarı’na girmeye çalışırken enselenirler ve sorguya alınırlar. Jim Hopper orada neler döndüğünü bildiğini ve Will’i bulmak istediğini söyler. Daha sonra Joyce ile birlikte laboratuvardaki duvar aracılığıyla Upside Down’a geçerler. Nancy ve Jonatan ise hala canavarın peşindedir. Yine Steve ortaya çıkar ama bu sefer yardım niyetindedir. Canavara tuzak kurup beklerler ve Steve’in saldırganlığı bu sefer işe yarar ve tuzaklara yönlendirdikleri canavar alev anarak ortadan kaybolur.
Bu arada birlikte okulda saklanan Mike ve Eleven arasında romantik bir yakınlaşma olur. Brenner de çocukların okulda saklandıklarını öğrenir ve oraya giderler. Eleven peşlerindeki ajanları gözlerinden kan çıkartacak kadar şiddetli şekilde öldürür ama bunu yaparken kendisi de çok yorgun düşer. Etrafa saçılan kan kokusunun da etkisiyle duvardan canavar belirir ve Brenner ve adamlarına saldırmaya başlar. Daha sonra canavar çocukların gizlendiği sınıfa da gelir, Eleven onu güçleriyle duvara yapıştırır. Daha sonra Mike’a dönerek “Elveda Mike” diyen Eleven, canavarı bir duman bulutuna çeviri ve kendisi de canavarla birlikte bu dumanın içinde kaybolur.
Upside Down’a girmiş olan Joyce ve Hopper onlarca ceset arasında nihayet Will’i bulurlar. Çok kötü durumdaki Will’i sırtlayıp oradan çıkartırlar. Daha sonra hastanede tedavi gören Will’e, kendisi ortalıkta yokken olanları anlatırlar. Aylar sonra normal hayatlarına devam ederken gördüğümüz Joyce ve ailesinin bilmediği şey ise Will’n hala Upside Down’a dair görüntüler görmesidir…
Kaynak: bantmag.
En Güncel Bilgiler ve En Eğlenceli Paylaşımlar İçin Sayfamızı Takip Edin