Evde kaldığınız bu süre dizi ve film izlemek için harika bir fırsat. Size iyi hissettirecek ve bunu yaparken bir yandan da iç dünyanıza değer katacak yapımları sizler için seçtik. İşte sosyal izolasyon döneminde vaktini nasıl değerlendireceğini bilmeyenler için dizi ve film önerileri…
1. Dizilerle başlayalım: The Good Place
Bencil Eleanor Shellstrop, ölümünün ardından bir hata sonucu İyi Yer’e gelir. Burada kalmaya kararlı olan Eleanor, daha iyi bir insan olmaya çalışır. Onun ve İyi Yer’i paylaştığı diğer insanların başlarına gelenleri izlerken felsefi ve etik değerlerinizi tekrar sorgulayacaksınız.
2. Mom
Dizi, alkol bağımlısı bir anne ve kızının başına gelenleri konu ediniyor. Anne ve kızın hayatlarına yeniden başlarken yaşadıkları eğlenceli yolculuğu izleme şansı elde ediyoruz. Sıradan bir sitcom dizisi olarak başlayan hikaye içsel hesaplaşma, değişimin başlangıcı, arkadaşlık ve hayata yeniden başlama temalarıyla eğlendirirken bir yandan da ilham veriyor.
3. August Rush
Yetimhanede büyüyen 11 yaşında Evan, bir müzik dehasıdır. Kendisi onu terkettikleri söylenen anne ve babasını bir gün bulacağına inanmaktadır. Bunun üzerine yetimhaneden kaçar ve New York’ta ailesini aramaya başlar. Tek bildiği şey ise kalbinden gelen müzik. Günleri, bu müziğin kendisine ailesini geri getireceğini inanarak geçer.
4. Forrest Gump
Forrest Gump, düşük IQ ile mücadele eden genç bir adamdır. Jenny ile tanışır ve ona aşık olur. Gump, aralarında Elvis Presley, Kennedy, Nixon’ın da olduğu tarihsel kişilerle bir kaza eseri tanışır ve olaylar gelişir. Gump, tamamen tesadüf olarak Vietnam savaşına ve Amerikan tarihinin önemli olaylarına şahitlik eder. Hatta bu olaylarda rol alır! Ancak yaptıklarının önemli sonuçlarından pek de haberdar değildir.
5. The Bucket List
Film, kanser hastası iki adamın başına gelenleri konu ediniyor. Bu iki adam, ölmeden önce gerçekleştirmek istedikleri şeyler için macera dolu bir yolculuğa çıkar. Usta oyuncuların performansı ve ilham verici hikayesiyle kesinlikle izlemeniz gereken filmlerden biri!
6. Sanatseverlere yönelik önerilerle devam edelim: Angel-A
Andre, dolandırıcı ve üçkağıtçıdır. Şehrin yarısına borcu varken konsolosluğa başvurur. Bu esnada Angela adında bir kadınla tanışır. Angela, adeta bir mucizedir ve bu durumu farkına varırken yıllardır içinde tuttuğu olumsuz duygularla yüzleşir. Fantastik öğeler içeren bu filme başlarken bir dolandırıcının başına gelenlere tanık olacağınızı düşünüyorsunuz ancak film bir anda iç dünyanıza doğru yolculuğa çıkarıyor. Filmi izlerken Jung’un anima ve animus kolektif bilinçdışının teorisini izliyormuş hissine kapılıyorsunuz.
(Anima ve animus, erkek ve kadının bilinçdışı alanında yaşadığı varsayılan derin gölgelerdir. Varsayım o ki bir erkek, kadınını anima rehberliğinde seçerken bir kadın da erkeğini animus yönergeleriyle seçer. Bir başka deyişle, bir kadın erkeğinde animusu bulur, bir erkek ise kadınında kendi animasını.)
7. Cleo From 5 to 7
Film, Paris’te yaşayan genç, güzel ve başarılı şarkıcı Cleo’nun biyopsi sonuçlarını beklediği iki saatlik zaman dilimini konu ediniyor. Ölümü düşündüğü zaman diliminde kimliğini ve hayattaki varlığını sorgulayan Cleo’nun yaşadığı etkileyici değişimi hep birlikte izliyoruz. Yavaş yavaş duygularını ve kendini farkına varmaya başlayan Cleo, artık duygularını daha iyi ifade eder. Film, yalnızca Cleo’nun “Sans Toi” parçasının söylendiği sahne için bile izlenmeye değer.
Ayrıca film, Fransız yeni dalga akımının etkileyici eserlerinden biridir ve döneminin erkek ataerkil filmlerine karşı yeni dalga akımının büyük annesi olarak adlandırılan Agnès Varda kadın bağımsızlığı konusuyla feminizme göz kırpar.