Ezel dizisi şüphesiz Türk televizyon tarihinin en ilgi gören yapıtlarından biri oldu. Replikleri hafızalara kazındı, karakterler üzerinden onlarca atıfta bulunuldu. Fakat bir karakter var ki dizinin efsaneleşmesinde kilit rol oynadı. Hem Konfüçyus tadında bilgeliğin hem de Don Carleone’u bile gölgede bırakan raconların tek vücutta buluştuğu karakter; Ramiz Karaeski. Nam-ı diğer “DAYI”.
Ezel’in başarısında etki eden dikkat çekici bir husus daha var. Ramiz Karaeski karakteri, gençlik yılları ve şimdiki zamanı olarak iki ayrı şekilde gösterildi o dönemler ekranlarda. Şimdiki zamanı canlandıran Ramiz Dayı’ya usta oyuncu Tuncel Kurtiz hayat verdi ve oyunculuğuyla bir kez daha hayran bıraktı kendine. Gençlik yıllarını canlandıran Ufuk Bayraktar’da seçilen rol için biçilmiş kaftan olunca aynı karakteri canlandıran iki karakterin bütünlüğü bir dizide hiç olmadığı kadar sağlanmış oldu.
Bu listemizde alışılmışın biraz daha dışına çıkarak, Ramiz Dayı’nın gençlik yıllarından derlediğimiz en iyi sahneleri sizlere kronolojik sırayla aktarıyoruz…
Ramiz Karaeski İstanbul’a ayak bastığı an ebedi dostu ve ezeli düşmanı olacak Kenan Birkan ile tanışır. İstanbul’da ilk raconunu da o an yapar…
Gözünü en tepeye dikmiştir Ramiz. En alttan başlamalı ama sükseli bir giriş yapıp çabuk yükselmelidir.
Yanında başlayarak aleme dahil olduğu Jilet Ahmet’i, o zamanlar en yakın dostu olan Kenan’ı dövdürdüğü günden sonra kendine hedef seçmişti. Zorlanmadı…
En efsane sahnelerin başında gelen kahvehane raconu. “Jilet Ahmet sevdiğimiz bir abimizdi. Janti adamdı…”
Ramiz Karaeski kendi isminin parlamasını ve aşık olduğu Selma’nın kendisini daha çok tanınmasını sağlayacak bir yol düşünür. Tabi gazinoda yaptığının gerekçesi sadece bu değildir, en yakın dostu Kenan da Selma’ya aşıktır…
O artık “DAYI” olmuştur…
Bu gelişmeler en yakın dostu Kenan Birkan’la ezeli düşmanlığının ilk kıvılcımları. Yine bir unutulmaz sahne; “İki yanımda gezdin diye racon mu oldun” repliğinin dillere pelesenk oluşu…