Her gün en az beş kere yurt dışında master yapmaktan tutun da çadırı alıp Kelebekler Vadisi’ne gitmeye kadar, şehri terk etmekle ilgili farklı deneyimlerle karşılaşıyoruz. Ama uygulaması öyle kolay olmuyor.
“Cesaretin var mı medeniyeti terk etmeye?” isimli panelimizde bu sorunun cevaplarını bulmaya çalıştık.
Cevabımız ise şu: Yok lan cesaretin, hadi oradan.
Çünkü her ne kadar gitmeyi istesek de, içinde büyüdüğümüz vahşi sistemde olsa olsa bir pasif agresif direnişimiz var, işte o kadar. Plazalardan şikayet edip gölgesinde dinlenmeye devam diyor, Fransız fotoğrafçı Antoine Bruy‘un Scrublands isimli projesini gözünüzün olabildiğince içine sokmak istiyoruz. Belki birine cidden ilham gelir de çeker gider, kim bilir. Huzurlarınızda medeniyeti terk etmiş insanlar.
Bir adet gerçek hayat Alexander Supertramp’i
Belediye görse direk yıktırtmak isteyeceği evimsi
Bize pek de uzak olmayan leğende yıkanma konsepti
Balat’ta sıkça karşılaşabileceğimiz vahşi çocuk portresi
Tevekkeli değil tam teşekküllü üretim alanı
Sırf şu doğa kucaklaşması için bile takım elbiseler yere fırlatılır
Adeta bir Kurban Bayramı manzarası
Köy usülü evin dışındaki tuvalet
Bu radyo da bir şekilde dışarıdaki medeniyete tutunma isteği, eğer çalışıyorsa
Ooo arabası da var abimin
Feleğin çemberinden ters geçmiş dede
Ev hanımının doğa hanımı diyebileceğimiz versiyonu teyze
Atını alıp Üsküdar’ın da ötesine geçen abi
Evet biz hâlâ ofisteki işimize devam ediyoruz.
