Geçtiğimiz günlerde Lübnan’ın başkenti Beyrut’un havaalanında üzerinde delikler olan küçük bir sandık bulundu. Bulundu dediğimize de bakmayın, 7 gün geçirmiş bahsettiğimiz bu 40 cm yükseklikteki kutu. Açıldıktan sonra karşılaştıkları durum ise şaşkına düşürecek cinsten. Birbirine sığınmış ve dışkılarının içerisinde kurtlanarak açlıkla mücadele veren üç sibirya kaplanı yavrusunun başından geçenler canınızı baya sıkabilir.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’un havaalanında üzerinde delikler bulunan küçücük bir sandık bulunuyor.
7 gündür orada durduğu anlaşılan 40 cm yükseklikteki kutucuk açılıyor ve gören herkesi dehşete düşürüyor.
Birbirine sarılan, kendi dışkılarına bulanmış bir şekilde günlerdir aç kalmanın da etkisiyle hareket dahi etmekte zorlanan üç kaplan yavrusu buluyorlar.
Kutuyu açan ve ilk müdahaleyi yapanlar kutunun içerisinde yüzlerce kurtçuk ve haşere olduğunu, hatta yavruların sırtlarıyla anüs çevresinde yoğunlaştıklarını fark ediyorlar.
7 gün boyunca cüsselerinin zar zor sığdığı küçücük kutuda kendi dışkılarına sürtünmemek mümkün değildir. Açlık ve hastalıkla birlikte kurt oluşumu da başlamış, yavruların patileri sert zemine pislikle sürtünmekten de yara almıştı.
Evrak işleriyle ilgilenirken işin gerçek yüzü yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bebeklerin, Ukrayna’daki Nikolaev Hayvanat Bahçesi’nde geçtiğimiz aylarda doğum yapan kaplanın yavruları olduğu anlaşılıyor.
2012 yılından beri ara ara doğum yapan anne kaplanın bu üç yavru da dahil toplam 12 yavrusu özel kişilere/şirketlere satılmış.
Bu işkence gibi bir yolculuğa gönderilen üç yavru ise Suriye’deki Samer al-Husainawi Hayvanat Bahçesi’ne gideceklerdi.
Uçakları iptal edildikten sonra bir sonraki uçakla gidecekleri kararlaştırılmış fakat orada 3 gün geçirmelerine rağmen bir sonraki uçağa da binmedikleri gibi küçücük alanda ölümcül şartlarda 7 gün geçirmişler.
Lübnan adaletinin verdiği karar sayesinde kaplan yavrularına sahip çıkıldı, şu anda Animals Lebanon adında Lübnanlı hayvan kurtarma gönüllülerinin yanındalar.
Tedavilerini olup iyileşmeye çalışıyorlar. Fakat özellikle pati altlarındaki derileri çok yara almış. Günlerce hareketsiz kalmaktan da arka bacaklarındaki kasları iyice güçsüzleşmiş. Veterinerin ayrıca belirttiğine göre biri hariç diğerlerinin çipleri de takılmamış. Aşıları ve bakımları da eksikmiş. Neyse ki tüm bakımları emin ellerde yapıldı.
Şimdi karınlarını doyurup, oyunlarıyla oynayarak bu korkunç günlerin yaralarını sarmaya çalışıyorlar.
“Yavruların isimleri yok. Sadece onları sembolize eden kodları bulunuyor. Ama onlara bu kurtarmanın ardından bize en çok destek veren gönüllülerimizin isimlerini verdik.”
Diyor kurtarma derneğinin yöneticisi.
“May aralarındaki en cesur dişi yavruydu. Yemek yemek için ilk koşan ve yeni eşyalarını ilk keşfeden oydu.”
“Tania ise May’in yardımcısı gibi, o ne yaparsa onu izliyor ve taklit ediyor.”
“Diğerleriyle karşılaştırınca utangaç olan ise Antuan adındaki erkek yavru. Ama üçü birlikte olduklarında her biri kendini rahat hissedip bebek olduklarını unutmadan oynuyorlar.”
“Büyük kediler binlerce dolar edebiliyor. Bu yüzden aralarında yapılan utanç duyulası anlaşmalar yüzünden bebeklerin peşlerini bırakmayacaklardır.”
Derneğin şimdiki tek düşüncesi bu bebeklerin hayatını kurtarmak. Suriye ve Ukrayna cephesindeki alım/satım taraflarındaki kişilerin para sayıp umursamadıkları bu canların şimdi peşine düşeceklerini biliyorlar.
“Onlar paraları için savaşıyorlar, biz ise yavru kaplanlar için.”
Her türlü hukuki yolu deneyecekler ve vazgeçmeyecekler…