İstanbul… Nam-ı diğer Yeditepeli Şehir. Tarihte ta Antik Yunan’a, M.Ö. 600’lu yıllara kadar dayanıyor hikâyesi. Oradan geçmiş Roma İmparatorluğuna, ‘’Konstantinopolis’’ olmuş adı. 1453’te de Osmanlı’nın alıp imparatorluğun merkezi haline getirdiği bir şehre dönüşmüş. Sosyal, kültürel ve jeopolitik önemini ise hiçbir zaman kaybetmemiş. Bugün de dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul, Cumhuriyetle de beraber kültür – sanat hayatımızın, entelijansiyamızın merkezî şehri olarak gelişip dönüşmüş. Hele yakın tarihte, 1970’lerde çizilen bir İstanbul resmi var ki; tüm yazarlar, tiyatrocular, sanatçılar bu kentin gözbebeği bir mekânında toplanır, eğlenir, sanat ve toplum hakkında ciddi tartışmalara girermiş. Masal gibi anlattım değil mi? Şehrin hikâyesi gerçekten de masallardaki gibi. Böylesi bir kentin tarihini anlatan şahane kaynak kitaplar listeledim. İstanbul’la ilgili merak ettiğiniz şeyleri mutlaka bu kitaplardan birinde bulacaksınız. İşte İstanbul kitapları!
1. İstanbul’un Ortası (Malik Aksel)
Türk yazar ve ressam Malik Aksel’in (1901 – 1987) ilk kez 1977’de çıkan kitabıdır. Yakın tarihimizin bizzat içinde yaşamış, o dönem İstanbul’unun gelenek ve göreneğini, gece hayatını, şehir yapılanmasını şahsen görmüş olan Aksel bu tanıklıklarını böylesi önemli bir kitapla da taçlandırmış. Kitabın tanıtım bülteninden: ‘’Eski İstanbul. Eski İstanbul’un eğlence hayatı. Gelenekler, terbiye, İstanbul’u İstanbul yapan değerler. Direklerarası’nda bir kantocuya vurulmuş İmam Hakkı Erendi, tek sazlı saz şairi Âşık Cemal, dokunduğu her ürünü bereketlendiren Pazarola Hasan Bey, Güllü Agop, Kel Hasan, Dümbüllü İsmail, ramazan davulcuları, fotoğrafçılar, meddahlar… Hayal bir şehirden, hayal kadar gerçek, gerçek kadar hayal yazılar.’’
2. İstanbul’dan Sayfalar (İlber Ortaylı)
Günümüz tarihçiliğinin en önemli isimlerinden Dr. İlber Ortaylı’nın ilk kez 1987’de çıkan çalışmasıdır. 1947 doğumlu tarihçi de ‘’Eski İstanbul’’ döneminin havasını teneffüs eden ve bugünle dünü mukayese edebilecek bir bilgiye sahip önemli bir isim. Kitap Ortaylı’nın gazete ve dergilerde yayımlanan İstanbul’a dair yazdığı yazılarından, şehrin semtlerini ve yerleşim düzenini anlattığı içeriklerinden oluşuyor. Arka kapağından bir alıntı: ‘’Sultanahmet Meydanı, Beyazıt, Bâbıâli, Beyoğlu, Pera, Tarlabaşı, Balat, Eyüp, Kumkapı ve Taksim’den yola çıkan İstanbul’dan Sayfalar sokaklarından meydanlarına, camilerinden mezarlıklarına, ulema semtlerinden eğlence mekânlarına, kütüphanelerinden meyhanelerine benzersiz bir İstanbul yolculuğu. İlber Ortaylı; diliyle, tarihiyle, kültürüyle var olan eşsiz bir hazinenin, bir dünya başkentinin sayfalarını aralıyor.’’
3. Boğaziçi’nin Tarih Atlası (Sedat Bornovalı)
1970 İstanbul doğumlu sanat tarihçisi ve rehber Sedat Bornovalı’nın ilk kitabıdır. Tarihçi bu kitabında İstanbul’un yanı sıra Antik devirden günümüze pek çok medeniyetin uğrak mekânı olan Boğaziçi’nin tarihî sahnede nasıl yer aldığını gösteriyor. Tanıtım yazısından: ‘’İki kıtayı birleştirmek, üç imparatorluğun ağırlığını omuzlarında taşımak şimdiye kadar tek bir şehre kısmet oldu. İstanbul ve Boğaziçi Antik dönemden bugüne çevresindeki tüm siyasi yapıların gözdesi, birçok medeniyetin uğrağı oldu. Bundan 2500 yıl önce Perslerin sandalları birbirine bağlayarak ‘İlk Boğaz Köprüsü’nü yaptıkları yer de burasıydı, Latinlerin Bizans’tan devraldığı yer de burası, Fatih’in o görkemli fethine sahne olanda da, 1624’ün bir Temmuz sabahında ansızın Tarabya kıyılarına çıkan Kazak akınıyla şaşkınlığa düşen de… Kendisi de bir Boğaz çocuğu olan sanat tarihçi Dr. Sedat Bornovalı, dünyada bir örneği daha olmayan Boğaziçi’nin her iki yakasına sıralanmış tarihî ve kültürel mirası tadına doyulmaz bir incelikle ve zengin görseller eşliğinde anlatıyor.’’
4. İstanbul’un Tarihi, Kültürü ve Yaşamı (Richard Tillinghast)
Araştırmacı – yazar Richard Tillinghast İstanbul’un imparatorluklar devrinde gelişen mimarîsi, kültürü ve sanatından başlayıp büyük bir metropole dönüşüne kadar geliyor. Bizans’ın, Osmanlı’nın ve bugünün İstanbul’unun anlatıldığı kitabın aydınlatıcı arka yazısından bir alıntı: ‘’Şehrin Bizans, Osmanlı ve Türk köklerinden beslenen sanatının, mimarisinin, kültürünün, tarihinin, edebiyatının ve mutfağının bütün detaylarına iniyor. Tillinghast rehberliğinde şehrin sokaklarını, müzelerini, saraylarını, camilerini, kiliselerini, restoran ve çarşılarını gezerken hem Konstantinopolis’i hem de İstanbul’u bir arada yaşadığınızı hissedeceksiniz. Roman tadındaki bu kitapta Bizans imparatorları, din adamları ve saray eşrafının hayaletleri Osmanlı sultanları, şairler ve dervişlerle kol kola geziyor.’’
5. Esir Bir Rus Diplomatın Gözünden İstanbul (Pavel Artemyeviç Levaşov)
Kitabın tanıtım yazısı her şeyi açıklığa kavuşturuyor: ‘’Pavel Artemyeviç Levaşov, 1763’de Rusya maslahatgüzarı olarak geldiği İstanbul’da 1771’e kadar kaldı. İstanbul’da bulunduğu yıllar Osmanlı-Rus ilişkilerinin belki de en gergin olduğu ve sonunda 1768-1774 Savaşı’nın ilan edildiği bir dönemdi. Savaş ilan edilir edilmez Rusya elçilik çalışanları Yedikule’ye hapsedildi. Levaşov, özgürlüğünü kazandıktan sonra 1771’e kadar süren esaret yıllarına dair hatıralarını kaleme aldı. Elinizdeki kitabın ilk bölümünde Levaşov’un esaret yıllarına dair hatıralarını, ikinci bölümde ise İstanbul ve şehirdeki günlük hayata dair kaleme aldığı mektuplarını okuyacaksınız. Kitap, sizi Levaşov ile birlikte bir taraftan İstanbul sokaklarında gezdirirken, diğer taraftan da en mahrem saray dedikodularına kulak misafiri edecek. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş günlerini başlatan en önemli savaşa giden süreci de esir Rus diplomatın bu hatıralarında okuyacaksınız.’’
6. Yahudilerin İstanbul’u
İstanbul’u daha farklı bir kültür ve dünyadan okumak isteyenler için ilgi çekici bir kitap olsa gerek. Editör – yazar Okşan Svastics tarafından kaleme alınan kitap Bizans döneminden başlıyor ve Osmanlı devrindeki Yahudilerle devam ediyor. Yahudilerin o dönem önde gelen aileleri, sanat anlayışları, kültürel faaliyetleri kitapta bulabilecekleriniz arasında. Tanıtım yazısından bir parça: ‘’İstanbul’un, henüz Bizantion kenti ve Yahudiler’in vatanı iken başlayan ve 1700 yıl devam eden hikayesini anlatan kitap, Vivet Kanetti’nin İstanbulu ile başlıyor. Bir tarih ya da gezi rehberi olmayan 186 sayfalık Yahudiler’in İstanbulu’nda, Osmanlı’ya ilk matbaayı getiren isimlerden, ilk şehir planlamacılarına, İstanbul’da kurdukları sinagoglardan, köşklere ve evlere kadar yüzyıllarca ‘kapalı toplum’ olarak yaşamış olan Yahudiler’in şehirden silinmeyecek izleri inceleniyor.’’
7. İstanbul Şehrin Sırları (Faruk Pekin)
Türk yazar ve turizmci Faruk Pekin tarafından yazılan kitapta tarihî İstanbul’la beraber bugünün İstanbul’unu, onun sokakları ve mekânlarını da öğrenebilirsiniz. İstanbul ve Kapadokya üzerine yazdığı kitaplarla da bilinen Pekin’in bu kitabındaki tanıtım yazısından bir alıntı: ‘’ ‘Nerde o eski İstanbul!’ hayıflanmalarıyla haksızlığa uğruyor. Oysa bir kenti sadece geçmişiyle değil bugünüyle de sevmenin ve geleceğe taşımanın yolu, onu sevmekten geçiyor. Sevmek tanımakla, tanımak ise sokaklarında kaybolmakla, her köşe bucağının tadına varmakla mümkün. 30 yılı aşkın süredir Adım Adım İstanbul gezileri düzenleyen Faruk Pekin kültürel mirasın ışığında, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel etmenleriyle, doğasıyla, tarihi dokusuyla, her sınıf ve tabakadan insanıyla, iktisadi, toplumsal yönleriyle, yaşayan bir İstanbul’u sergiliyor.
8. İstanbul’un Yalıları ve Köşkleri (Sema Akkoyun Özbay)
‘’İstanbul’un Türbeleri’’ ve ‘’İstanbul’da Birlikte Yaşamak’’ kitaplarının da yazarı Sema Akkoyun Özbay bu kitabıyla bize o meşhur yalı ve köşkleri anlatıyor. Bugün hala görebildiğimiz, görüp de mimarîsinden etkilendiğimiz o yapılar İstanbul’un en önemli yapılarından birini oluşturuyor. Tanıtım bülteninden: ‘’İstanbul’u gözde bir kent yapan Boğaz kıyısındaki görkemli yalıları ve kentin farklı noktalarına yayılan ihtişamlı köşkleridir. Mimarisi, renkleri, müştemilatları, bahçeleri ve çevre düzeniyle mücevherler gibi parlayarak insanları kendilerine hayran bırakan bu yapıların öyküleri ise efsaneleşmiştir. İstanbul’un Köşkleri ve Yalıları merak edilen bu tılsımlı yapılara ait bilgiler aktararak adeta geçmişe bir kapı aralıyor…’’
9. Yedikule Samatya – İstanbul’un Tarihi Yarımadası (Nursel Gülenaz – Oya Koca)
Suriçi olarak da bilinen, İstanbul’un Haliç – İstanbul Boğazı – Marmara Denizi ile çevrili olan bölgesi olarak tarif edilen tarihî yarımadada bir yerdir Samatya. Buranın iki yerlisi olan Nursel Gülenaz ve Oya Koca’nın gözlemleri sonucu oluşan kitapta bölgenin tarihî eserleri, eski devirleri hakkında önemli bilgiler yer alıyor. Bugün dahi gidip görsek dokusundan etkileneceğimiz Samatya İstanbul’u İstanbul yapan yerlerden biri. Kitabın arka yazısından: ‘’Nursel Gülenaz ve Oya Koca, doğup büyüdükleri kentin eski semtlerine duydukları merak ve düşkünlükleriyle Yedikule ve Samatya’yı birkaç yıl gözlemlediler. Çok katmanlı bir geçmişe sahip olan, ana caddesi bile Bizans ve Osmanlı dönemlerinden beri aynı güzergâh üzerinde bulunan bölgenin tarihi eserlerini araştırdılar. Bölgede semtlilerle tanışarak, eşsiz İstanbul yaşayışına dair anılara sahip kuşakların kalplerinde ve ruhlarında saklı kalanları keşfettiler.’’
10. Eski İstanbul (Mehmet Mazak)
Özleme gark olmuş bir sürü insanın dilindedir şu söz: ‘’Eski İstanbul!’’ Biz yeni gelenler neleri kaçırıyoruz acaba pek merak ediyorum. Bu merakı gidermek için okuyabileceğimiz kitaplardan biri Eski İstanbul. İstanbul ve Osmanlı’ya dair farklı kitapları da bulunan Mehmet Mazak’ın bu kitabından şairane bir tanıtım yazısı: ‘’İstanbul bir aşktır, bir masaldır. İstanbul’u gören sevdasına tutulduğu aşkını ömrü buyunca unutmaz, arar durur. Eski bir İstanbul deyimi vardır: ‘Tophane Çeşmesi’nin suyunu içenin devası yoktur, ömrü boyunca sevda çeker’ demektedir. Bu sevdayı Boğaziçi ve Kayıklar, İçecek Kültürü, Çevre ve Temizlik Kültürü, İstanbul’da Aydınlatma Kültürü gibi konular altında İstanbul’un gündelik hayatından kesitlerle bu eserde okuyabilirsiniz.”
11. Rumeli ve Muhteşem İstanbul (Münevver Ayaşlı)
Münevver Ayaşlı (1906 – 1999) Osmanlı’nın son yıllarında Selânik’te dünyaya gelen ve Cumhuriyetin de ilk yıllarına tanıklık eden mühim bir isim. Tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Rumeli hakkında mutlaka okumalı ve araştırmalıyız. ‘’Pertev Bey ve Ailesi’’ adlı roman serisiyle de ünlenen Ayaşlı’nın bu önemli kitabı Rumeli’yi öğrenmemiz için okumamız gerekenlerden biri. Tanıtımından çarpıcı bir alıntı: ‘’Bu yazılar ne bir saray masalı, ne bir sultan – damat hikayesi, ne bir İstanbul vükelasının, vüzerasının hayat hikayesidir. Bu yazılar kaybettiğimiz dünyamızın ve insanlarımızın hayat hikayesidir. Bugün gençlerimizin birçoğu 600 sene vatan bildiğimiz Rumeli’ni bilmez bile. Rumeli kibirli ve asalet iddiasındadır. Neden olmasın? En mütevazi, en mahviyetkar Rumelilinin 600 senelik bir mazisi vardır.’’
12. Beyoğlu (Turan Akıncı)
İstanbul dedik mi Beyoğlu’ndan bahsetmemek, ona başvurmamak mümkün değil. Beyoğlu’nu Beyoğlu yapan önemli tarihsel süreçler, eski devrin kültür – sanat hayatı, cemiyet dünyası gibi önemli bilgileri araştırmacı – yazar Turan Akıncı’nın kitabında bulabilirsiniz. Arka kapaktan önemli bir alıntı: ‘’Beyoğlu, 19. Yüzyıl ortalarında Avrupa devletlerinin sefaret saraylarının inşa edildiği bir bölgeydi. İstanbul’a gelen Levantenler de bu dönemde Beyoğlu’na yerleşmeye başladı. Bu yoğunlaşma sonunda, ‘Grande Rue de Pera’ ve çevresi bir Avrupa semtine dönüştü. Batı tarzı pasajlar, oteller, balohaneler, birahaneler, pastaneler, tiyatrolar ve sinemalar ilk kez Beyoğlu Caddesi’nde sıralanmaya başladı. Caddenin tam ortasında yükselen Naum Tiyatrosu, Avrupa’daki önemli opera yapılarından biri haline geldi. Zaman içinde Beyoğlu, Osmanlı Devleti’nin çağdaş dünyaya açılan penceresi oldu. Araştırmacı yazar Turan Akıncı, Beyoğlu’nda yaşanmış olayları, döneme damga vurmuş kurumları, yapıları, ünlü aileleri, mimarları ve sokakları ayrı ayrı başlıklar altında sunuyor.’’
13. Yazarların İstanbul’u (Neşe Mesutoğlu)
Eğlenceyle ve her öğrendiğiniz bilgiden haz alarak okuyacağınız bir kitap. Kolektif bir şekilde hazırlanan ve röportajlarını da Neşe Mesutoğlu’nun yaptığı kitaba katkısı olan isimler kapakta da görülüyor. Onların anlattığı İstanbul’dan mahrum kalmak isteyeceğimizi düşünmüyorum. Usta isimlerin İstanbul’u anlattığı kitaptan insanı okumaya heves ettirecek bir arka kapak alıntısı: ‘’İlber Ortaylı ile İstanbul’a “doğru” bakmanın yolunu keşfedecek, Semavi Eyice ile bir zaman tünelinden geçerek tarih öncesinden bugüne İstanbul’u seyre dalacağız. Buket Uzuner ile ilham perisi İstanbul’u yakalamaya çalışacak, Ahmet Ümit’in İstanbul’a dair hayallerinin peşine düşeceğiz. Sunay Akın’la oyundan müzeye kocaman bir dünya olan İstanbul’a bakarken, Muazzez İlmiye Çığ ile İstanbul’u dışarıdan gelenlerin gözüyle göreceğiz. Ara Güler’in kendisini “İstanbul’un simgesi” ilan etmesine tanıklık edecek, Hıfzı Topuz’un Nazım Hikmet’li, Bedri Rahmi’li, Abidin Dino’lu, Fikret Mualla’lı sanat dolu yıllarına göz atacağız. Emre Kongar’dan İstanbul’da yaşama sanatına dair tavsiyeleri alırken, Çetin Altan ile 2112’nin İstanbul’una yolculuk yapacağız. Aydın Boysan ile bir İstanbul sofrasında İstanbul’un mimari serüveninin sohbetine oturacak, Artun Ünsal ile İstanbul’un eşsiz lezzetlerinin tadına varacağız.’’
14. İstanbul Sözlüğü (M. Orhan Bayrak)
Listemizin sonuna şahane bir sözlük çalışmasıyla gelelim istedim. Tarihçi – yazar M. Orhan Bayrak (1926 – 2016) tarafından İstanbul’a dair daha pek çok farklı içerikte kitap da bulabilirsiniz. Sözlükten öğrenecekleriniz ise sizi yeni bir keşfe çıkarmaya çok müsait. Tanıtım bülteninden: ‘’Avrupa ve Asya kıtaları üzerinde yayılmış olan İstanbul, son Roma İmparatorluğu’na 65 yıl, Bizans İmparatorluğu’na 1058 yıl, Osmanlı Devleti’ne 469 yıl başkentlik yapmakla bağrında birçok tarihi ve doğal yerleri barındırmaktadır. Bu kitap da eski ve yeni İstanbul’a ait kale, sur, cami, medrese, saray, kervansaray, kasır, köşk, yalı, kule, kütüphane, su kemeri, bend, sarnıç, köprü, fener, imaret, kışla, türbe, park, koru vs. bir alfabetik kılavuz olarak hazırlandı.’’