Tarihçi, yazar, akademisyen İlber Ortaylı kendi deyimiyle; çocukluğundan beri gezen biri. Gerek akademik anlamda konuk hoca olarak gittiği yabancı üniversiteler, gerek yüksek lisansı için gittiği Chicago Üniversitesi akla gelen birkaç örnek. Bununla beraber direkt Avrupa’ya adım atmanın çoğunluğun tercihi olduğu söylenebilirse, İlber Ortaylı Doğu’nun kadim topraklarına da işaret ediyor ve oralara da gidilmesi gerektiğini söylüyor. Alıntılar yaptığımız bu kitapta da zaten Güney Rusya, Kafkasya, İran, Akdeniz gibi bölge ve ülkeler anlatılıyor. Onun gençlere verdiği meşhur tavsiyeyi de belirtelim ve Seyahatname adlı kitabında bahsettiği Dünya’nın dört bir yanındaki ülke ve şehirlere bir göz atalım: ‘’Dünya’yı görmeden hiçbir şey ifade edemezsiniz. Benim meşhur tavsiyemdir: Mektebi bitirir bitirmez evlenip de mobilyacı dükkanı gezeceğinize Dünya’yı gezin. Evlenin buna hiçbir lafım yok ama mobilyalar kaçmıyor. Önce bir gezin…’’ Gerçekten, tek bir hayatımız olduğunu hesaba katarsak mobilyacı gezmenin önemi ne kadar ya da kaçıncı sırada olabilir ki?
1. Suriye
Suriye, tarihsel süreç içerisinde önemli bir coğrafyayı kapsar; fakat o Suriye, bugünkü Suriye değildir. Çok daha geniş bir bölgedir. Buralara ‘’Büyük Suriye’’ yahut ‘’Bilad-ı Şam’’ denir. (…) Suriye ve bilhassa Şam beş bin yıla yakın bir süre yerleşim noktası olmuştur. (…) Ayrıca Aramca, Arapça ve Yunancanın bir arada bulunması gibi ilginç bir sentez de söz konusudur. Bu muhteşem şehrin ticareti, İran ve Roma – Helen dünyası arasındaki kültürü de muhafaza etmektedir.
2. İsrail
Bu küçük coğrafya Ortadoğu’nun en yoğun kesiti ve sorunların çözülmezliğinin en iyi ifadesi… Bir yanda en ilginç mimari eserler, bir yanda hayat kavgasını ifade eden alelacele inşa edilmiş çirkin yapılar; yeşillik ve tabiat güzelliği yanında depo, fabrika, siloların getirdiği çevre kirliliği bir arada. Dünyanın hiçbir köşesi insanı her an iki bin yıl geriye götürüp sonra tekrar zamanımıza getiren böyle bir zihinsel mekanizma oluşturamaz.
3. İran
İran’ın etnik unsurları birbirini ortadan kaldırmakla uğraşmaz ama rekabetle birbirlerinin minderine el atar. (…) İran bir imparatorluk; onu meydana getiren unsurların her biri kendi dilini ve kültürünü itişip kakışarak değil, keyifli ve uyumla taşıyor. (…) Bir şeyi takdir etmek lazım; İran yönetimi ve halk, İsfahan ve Yezd gibi geleneksel şehirlerin tarihî yapısını ve çevreyi korumakta son derece başarılı, hassas hareket ediyor. İsfahan’da gökdelen yok, müsaade edilmiyor.
4. Rusya
Moskova işçisinden iş adamına, entelektüelinden eğitimsiz elemanlarına kadar burada yaşayan Türkler için hem problemler hem de imkânlar arz eden bir şehir. Görüldüğü kadarıyla Türkler Moskova’da yaşamaktan ve çalışmaktan memnun. Rus halkı yabancılarla yaşamaya alışkın ve Batı Avrupa’dan farklı olarak Türklere karşı önyargılı, dışlayıcı bir tutumları yok ya da çok daha düşük düzeyde. (…) St. Petersburg’un her köşesinde bir tarih var. Topu topu üç asırlık bir başkentin bu kadar dolu olması, ancak onun ardındaki halkın dinamizmi ve zengin muhtevası ile açıklanabilir.
5. Makedonya
Etnik bakımdan renkli olan Balkan ülkelerinin içinde en renklisi Makedonya… Burası bir milliyetler deposu… ‘’Karışık dondurma’’ Makedonya dendiği kadar var. (…) Tarihte Büyük İskender, Justinyen, Mustafa Kemal gibi komutanlar ve devlet adamlarını yetiştiren Makedonya’nın tarihine sahip çıkması, özgün kişiliğini koruması için komşularının ve Avrupa’nın gayret göstermesi gerekiyor.
6. Macaristan
Macaristan, Avrupa’nın özgün ve köklü bir ülkesidir. Macarlar da zihniyetleri itibarıyla ilginç bir halktır. Bu millet, Volga – Oka boyundaki Başkırlara, İskandinavya’daki Finlilere ve Baltık’taki Estonlara kadar akrabalık ilişkileri ile bağlıdır. (…) Buda ve bilhassa Peşte tarafının bütün binaları 19. asırdaki özelliklerini koruyor. Budapeşte tıpkı Barselona gibi, hatta ondan daha çarpıcı ve muhteşem bir biçimde her binası ile ayrı bir üslubu ve dünyayı temsil ediyor.
7. İtalya
Roma’nın idare merkezi sayılabilecek Campidoglio, yani ünlü Capitol, efsaneye göre Roma’nın yedi tepesinin en merkezinde bulunanıdır. Diğer tepelerin hepsinde Roma’yı kuran ailelerin, yani ‘’Patrici’’lerin mekânı vardır. (…) Roma’nın merkezinde ‘’Forum Romano’’ denilen bir yer vardır ve yollarında, çarşılarında eski Roma’nın kalıntılarını görebilirsiniz.
8. İspanya
Barselona’da hayallerdeki eski Avrupa yaşıyor. Katalonya için İspanya’nın içindeki Akdeniz derler ama burada Akdeniz limanlarına has çapaçulluğun görünmediği açıktır. Alışılmamış manzaralardan biri de 50 – 60 yaşındaki çiftlerin hafta sonunda belirli dans kulüpleri önünde kuyruk oluşturmasıdır.
9. Japonya
Japon milleti müze düşküdür; gerçi ülkelerinin zengin ve eski bir tarihi var ama bu daha çok tahrib edilmiş bir tarihi çevredir. Japon sanatçılar mimaride de, heykelde de ahşabı çok kullanmışlar. Onun için Çinlilerde olduğu gibi her köşede 2 bin yıllık bir heykel, her tepede bin yıllık bir mabet ve pagoda yükselmiyor. (…) Japonya bazı ‘’ilk’’lerin ülkesidir. Mesela, yeryüzünde bugüne kadar bilinen ilk seramik Japon adalarında imal edilmiştir. (…) Japonya yaygın okuma – yazmanın da gerçekleştiği ilk yeryüzü ülkesidir.
Bonus
Harita bilgisi çok önemli. Bu vesileyle hem İlber Ortaylı’nın dediği yerlere hem de başka nerede hangi ülkelerin olduğuna bir bakabilirsiniz, kendinize ucuz yollu bir harita da alabilirsiniz.