Elizabeth Short’un 1947 Ocak’ındaki korkunç cinayeti, Amerikan tarihinin en ünlü, çözülmemiş cinayet dosyalarından biridir. Los Angeles Record, aralıksız otuz bir gün süren dava ile ilgili birinci sayfa haberleri yayınladı. Short’un cerrahi hassasiyetle yarı yarıya kesilen yüzü, iğrenç bir gülüşle oyulmuştu. vücudu ölümünden önce ve sonra tecavüze uğramıştı. 22 yaşındaki kurban, gelecek vadeden aktris, “Black Dahlia” olarak adlandırıldı ve vahşiyane ölümü, günümüze dek suç tutkunları için bir saplantı kaynağı oldu.
Şimdilerde Patty Jenkins’in yeni TNT serisi, 1940’ların Black Dahlia cinayetiyle ilgili yeni detayları ortaya çıkarıyor ve bunu ırksal kimlik hikayesi olarak irdeliyor.
Detaylara bir göz atalım.
TNT’nin yeni miniserisi I Am the Night, korkunç cinayetle bağlantısı olmayan, 16 yaşındaki genç kadın Fauna Hodel (India Eisley)’in hikayesine odaklanıyor.
2008’de George Hodel’in otobiyografisini (One Day She’ll Darken) kaleme alan Sam Sheridan ile yapımcı ve yönetmen Patty Jenkis altı bölümlük dizi için bir araya geldi.
İhtişamlı görseller ve tanıdık kadrosunun yanı sıra noir benzeri bir gizem duygusuyla harmanlanmış dizinin az miktarda şiddet içerdiğini söylemek zor.
Chris Pine dizide, Black Dahlia cinayeti haberlerinin içinden çıkamayınca ümit verici kariyeriyle Kore Savaşı gazisi ve gazeteci Jay Singletary’i canlandırıyor.
Kökeninden ve gerçek isminden haberi olmayan Fauna (Pat olarak biliniyor), Reno, Nevada’da Afro Amerikan annesi Jimmy Lee (Golden Brooks) ile birlikte yaşamaktadır.
Pat, melez olduğuna inanmaktadır ve açık tenli olması, okulunda sosyal ilişkileri açısından sorun yaratmaktadır.
Şans eseri gerçekten beyaz olduğunu ve evlat edinildiğini öğrendiğinde hayatının şokunu yaşıyor.
Pat, biyolojik ailesi ile ilgili gerçeği öğrenmek için Sivil Haklar Hareketi’nin merkezi olan Los Angeles’a seyahat ediyor.
Fauna’nın hikayesi üzerinden dizi, Black Dahlia cinayetinin baş şüphelisi George Hodel’e göndermede bulunuyor.
Fauna’nın gerçek yaşamına ait George ile ilgili entrikası hayatı boyunca devam etti ve 2017 yılında ölene dek I Am the Night yapımı ile ilgilendi.
Gerçek suç olayları ve komplike insan unsurlarına adanan şov ve podcast yayınları yaygınlaşınca Fauna’nın hikayesinin de daha geniş kitlelere ulaşma zamanı geldi.
Fauna’nın kızlarından biri olan Yvette annesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“Annem yıllarını kendi hikayesini araştırmaya harcadı ancak uğursuz ve kötü filmlerden kaçınmaya çalıştı. Ruhuna izin vermek istemedi. Biz ona Glinda İyi Cadı diyoruz çünkü mutlu sonla biten şeyleri severdi.”
Seride Fauna, Los Angeles’taki büyükannesi ve kuzenleri ile birlikte kalıyor ve kendisini ziyaret etmeye davet eden dedesi ile iletişim kuruyor.
Sonunda da Fauna, Jay Singletary ile tanışıyor ve birlikte George’un zengin çevresinin büyüleyici, tehlikeli yeraltı dünyasında dolaşıyorlar.
Fauna annesinin George’un kızı Tamara ile Hawaii’de yaşadığını ve ailenin onu akıl hastası olarak gördüğünü öğrenir.
Tüm bunlar gerçekleşirken Jay de George’un Black Dahlia cinayetiyle ilgisini gösteren, şaşırtıcı kanıtları ortaya çıkarır.
George, Los Angeles’ta ünlü bir jinekologtu ve Vanity Fair tarafından “şehrin zührevi hastalık çarı ve fikstürde şüpheli kadınlar sınıfı A – listesi” olarak Anıldı.
George, Ortodoks geleneklerine aykırı seksüel eğilimleri, yeraltı mahzenine sahip büyük ve şık bir konağı ve gizli Bacchanalian partileri ile tanınıyordu.
George Hodel ayrıca kürtaj yapıyordu ve çeşitli ahlak suçlarıyla suçlansa da beraat etti.
Black Dahlia cinayetinde baş şüpheli olsa da tutuklanmaktan kurtuldu ve dava asla çözülemedi.
George’un ölümünden sonra LA polis dedektifi oğlu Steve, babasına ait Elizabeth Short fotoğraflarını buldu ve bu gizem üzerine bir kitap yazmaya karar verdi.
Steve, araştırması sırasında LAPD’nin aile evine koyduğu dinleme cihazı kayıtlarına ulaştı.
Hodel’in devam eden soruşturmasına ve Steve’in babasının Elizabeth Short’u öldürdüğü konusundaki ısrarına rağmen ne LAPD ne de FBI davayı çözemedi ve yıllarca sayısız kişi suçu itiraf etti.
Yvette, “Televizyonda gösterebileceğiniz çok şey var ve bunun gerçekliği bazı açılardan kuvvetli. diyor.
Yvette, annesinin, hikayesinin milyonlara ulaşacak olmasından memnun olacağını bildiğini söylüyor. “Annem pilotu okudu ve prodüksiyonun gidişatından çok memnun kaldı. Şüphesiz izliyor, dans ediyor ve gülümsüyor, biliyorum. ”