Savaştan kaçan insanların sayısı her geçen gün artarken ve hali hazırda sayıları 4 milyonu geçmişken, birçok yakın ülkeden mülteci kamplarının bulunuğu durumu trajik bir şekilde seyrediyoruz. Savaş mağduru kocaman bir halkın insanları, sığınmak için yaşanabilir bir yuva bulma umuduyla yaşıyorlar.
Şu anda Hollanda’da 50.000’den fazla mülteci bulunuyor. Hollanda hükümeti, bu insanların insani koşullarda kalabilmeleri için mükemmel bir çözüm yaratmış. Hollanda’daki suç oranı düştükçe boşalan hapishaneler, olabilecek en insani şekilde değerlendiriliyor artık.
Evlerinden kaçıp sığınmak için Hollanda’ya gelen mülteciler için, De Koepel hapishanesi yeni bir yuva olmuş.
1. Mülteci kriziyle ilgili fotoğraflarıyla ödül almış sanatçı Muhammed Muheisen, projeyi ilk duyduğunda, insanların kendilerini hükümlü gibi hissedeceklerini düşünmüş
19 yaşında Afgan bir mülteci kız, Hollanda’daki De Koepel hapishanesindeki odasından çıkarken.
2. Muheisen, içeri girip bu fotoğrafları çekebilmek için 6 ay uğraşmış
25 yaşındaki İranlı genç Reda Ehsan, De Koepel’in avlusunda bir masanın üzerinde uzanıyor.
3. Onlarca farklı milliyete ait mülteciler, şimdi tek bir çatı altında yaşıyor
Yassir Hajji, Irak’da berberlik yapıyormuş. Hapishanedeki odasını şimdi sadece eşiyle paylaşıyor.
4. Muheisen, onlara bu uygulamayı nasıl bulduklarını sorduğunda ortak bir cevap almış; “Bir çatımız, bir barınağımız var ve kendimizi güvende hissediyoruz.”
5. Bir hapishanede kalıyor oldukları gerçeği, bina sakinlerini hiç rahatsız etmiyor
Fotoğraftaki mülteci bir Faslı. Adının gizli kalmasını istiyor çünkü bir eşcinsel. Ölüm tehditleri aldığı için ülkesini terk etmek zorunda kalmış. Sonunda Hollanda hükümeti ona bir barınak sağlamış.
6. Muheisen ile konuşan Suriyeli bir mülteci, bu hapishanede kalmanın ona geleceğe dair umut verdiğini söylemiş
7. “Eğer bir ülkede hapishaneye konulacak suçlu bile bulunmuyorsa, o ülke kalmak isteyebileceğim en güvenli yerdir.”
8. Mültecilerin çalışma izinleri yok. Ama onlara Hollandacayı ve bisiklete binmeyi öğretiyorlar. Çünkü orada yaşamlarını sürdürebilmeleri için ikisi de çok önemli
