Türkiye’de olduğu gibi, maalesef dünyanın birçok ülkesinde hayvanlara işkence ve kötü muamele gösteriliyor. Sokağa terk edilen canlar, hastalık ve açlıktan hayatlarını kaybedebiliyor. Dünyaya sadece sevmek için gelmiş bu masumiyet abidelerine nasıl bu kadar duygusuz davranabildiklerini anlamak gerçekten çok zor. Sevmeyi bilen bir avuç insanın gönüllü olarak hayatını adayıp koruduğu hayvanların hayata tutunabilmesi için verilen çabaların örneklerinden biri Helen’in Umut Evi…
Helen, aslen İngiliz olmasına rağmen Bulgaristan’daki köpek istismarı ve kötü şartları fark ettiği için onlara bir sığınma evi açmaya karar veriyor.
Tamamen kendi birikimiyle açtığı evde başta 3 köpek yaşamaktayken şu anda sayı 80’e kadar çıkmış durumda ve Helen bu evi onlar için bir umut olsun diye Umut Evi adıyla geçindiriyor.
Yolu Helen’in Umut Evi’ne düşen köpeklerin ise birbirinden hüzünlü hikayeleri mevcut. Hastalar, sakatlar, terk edilenler, işkence görenler…
Bu yakışıklı oğlanın ismi Max ve henüz birkaç aylıkken bir poşetin içinde sıkı sıkı bağlanarak çöpe atılmıştı…
Bu miniğin ise henüz gözler açılmadı ve haftalar önce 6 kardeşiyle birlikte çöp konteynerında bulundular.
Güzel kız Annie ise bacağındaki enfeksiyona sokaklarda yaşadığı için tıbbi tedavi alamadı ve ayağını kemirerek koparmaya çalıştı. Neyse ki Helen imdadına yetişti…
Ve daha birçokları Helen’in Umut Evi’nde hayata tutundu, bazıları yeni yuvalarına da kavuştu. Fakat daha yuva bekleyen onlarca pati var.
Her sabah ilk iş saat 5’te kalkıp karınlarını doyurmak olduğunu söyleyen Helen’e gönüllüler yardım ediyor. 9’a kadar ise her birini gezdirmeye çıkarıyorlar.
Elinin uzanabildiği hayvanlara can olan, umut olan Helen gibi hayvanseverlere ihtiyacımız var dünyanın dört bir yanında…
Kaynak: 1