Türk edebiyatının en değerli isimlerinden biri olan Halide Edip Adıvar, sadece bir yazar değil; aynı zamanda bir siyasetçi, milletvekili, edebiyat profesörü, akademisyen ve öğretmendir de… Öyle ki, Kurtuluş Savaşı’nda cephede, ulu önder Atatürk’ün yanında görev yapmış olması sebebiyle, kendisi “Halide Onbaşı” olarak da anılır.
Hepimiz en fazla “Sinekli Bakkal”ı biliriz ama aslında o, yazdığı 21 roman, 4 hikaye kitabı, 2 tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle; edebiyatımıza en çok eser vermiş yazarlarımızdandır.
İşte anlatmakla bitiremeyeceğimiz kadar fazla özelliğe sahip olan bu güçlü kadın, 9 Ocak 1964’te aramızdan ayrıldı. Biz de onu ölüm yıl dönümünde, çeşitli kitaplarında yer alan anlamlı alıntılarla analım istedik. Buyrunuz; edebiyatımızın başarılı yazarı ve aynı zamanda bir savaş kahramanı olan Halide Edip Adıvar eserlerinden 14 anlamlı alıntı.
1. “Haksızlığa sapıp çoğu insanın seninle beraber olmasını sağlamaktansa adaletle davranıp tek başına kalmak daha iyidir.”
2. “Kendimi çocuk ve çocuk ruhlu insanlara daha yakın duyuyorum.”
3. “Milletinin ve memleketinin geleceği tehlikede olmamak şartıyla ben daima savaşa karşıyım.”
4. “Ben bu bayrağın altında doğmuş bir Türk kadınıyım. Burada yaşadım, burada öleceğim.”
5. “Ateşten gömlek taşıyanlar, sıcağın ısıttığı kadar yaktığını da bilirler.”
6. “Dünya, bütün memleketin sefaletine, esaretine, talihsizliğine rağmen çok güzeldi.”
7. “Biz zavallı insanlar, kalplerimizin elinde birer oyuncaktan başka bir şey değiliz.”
8. “Anlamak, affetmektir.”
9. “Her kuvvet, ölüm karşısında cılızdır. Bir daha size söyleyeyim: Ölüler ne konuşur, ne sever; ne sevilir.”
10. “Sevmek demek, sevdiği için ceza görmeyi göze almak demektir.”
11. “İnsanoğlu demirden ve çelikten değil, etten ve duygulardan yapılmıştır. Onu gerçek bir makine gibi kullanmak, insanlığını öldürmek demektir.”
12. “Dünya ne garip ne garip bir şeydi. Bazen adam, yirmi üç yaşında, birdenbire ne kadar ihtiyar, ne kadar bütün dünyayı kavrayan bir deneyime sahip oluyordu.”
13. “Sevdiğimiz her şey esasen bizimdir. Kalbimizin içindedir. Ona o kadar sahibiz ki, dünyanın orduları kalbimizden onu koparıp atamaz.”
14. “Çünkü hayat bana en korkak adamların, iddia ile cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.”