Futbolculuk kariyerinde orta sahayı rakiplere dar eden, futbol tarihinin gördüğü en sert futbolculardan birisi olan Graeme Souness, Galatasaray taraftarı için önemli bir karakterdir. Fenerbahçe’nin sahasına diktiği bayrak hâlâ tüm dünyada tartışma konusudur. Oldukça farklı bir karaktere sahip olan Graeme Souness’in futbolculuk hayatını, teknik direktörlük kariyerini ve bayrak dikme hadisesini beraber inceleyelim.
Graeme Souness bir İskoç olmasına rağmen, İngiltere futbolu için önemli bir karakter. 1978 senesinde Liverpool’a transfer edilen Graeme Souness, adeta bir kupa canavarı haline gelmişti
O zamanlar ki ismi “Kupa Galipleri Kupası” olan Şampiyonlar Ligi’ni 3 kez kazanmış, 5 kez de Premier Lig şampiyonu olmuştu
Glasgow Rangers’a futbolcu olarak transfer olduktan sonra hem futbolcu hem de antrenör olarak görev yapmış, jübilesini yapar yapmaz ise Glasgow Rangers teknik direktörü olmuştu
Teknik direktörlüğü sırasında yaptığı en çarpıcı hareket, Protestan olan Glasgow Rangers kulübüne Katolik bir futbolcu olan Mo Johnston’u kadroya dahil etmesiydi
Taraftarlar bu duruma karşı çıksa da Souness kulağını tıkamış, bu çağ dışı geleneğe bir son vermişti. 116 yıl boyunca hiçbir Katolik futbolcunun takımda olmamasını oldukça çağ dışı bulmuştu
Glasgow Rangers’tan sonra Liverpool’ün teknik direktörü olmuş ve fakat futbolculuk kariyerinde olduğu kadar başarılı olamamıştı ve onun için bir sezonluk Galatasaray macerasına sıra gelmişti
Galatasaray’a transfer olmadan önce ise kalp ameliyatı olmuştu. Bunun üzerine Fenerbahçeli yöneticilerden birisi “Galatasaray hasta bir adama koltuğu emanet etti” demişti
Galatasaray o sezon şampiyon olamasa da futbol tarihine geçecek olayın baş kahramanı yine Graeme Souness’in ta kendisiydi. Kupa maçında Galatasaray, Fenerbahçe karşısında galip gelmişti
Maç sonunda Graeme Souness eline geçen bayrakla Fenerbahçe orta sahasına koşmuş ve Galatasaray bayrağını stadyumun ortasına dikmişti
Bu olayı kendisi şöyle anlatıyor: “Futbolcular, Galatasaray taraftarlarının olduğu kale arkasında toplanmıştı. Taraftarlar bir futbolcuya dev bir bayrak verdi. Bayrak, futbolcular arasında elden ele dolaştı, en son bana geldi. Ben de birkaç defa salladıktan sonra döndüm
Futbolcularım orta sahada toplanmıştı. Onların yanına gittim. Bayrağı tam başka birine verecekken gözüme tribündeki bir Fenerbahçeli yönetici takıldı. Bu yönetici ben Galatasaray’a geldiğimde ‘Galatasaray hasta bir teknik direktör getirdi?’ demiş
Açık kalp ameliyatı olmuştum, onu kastetti herhalde. Ben de ‘Hasta kimmiş gösteririm şimdi sana’ diyerek bayrağı Kadıköy’de sahanın tam ortasına diktim
Ama soyunma odasına girişimi hatırlıyorum. Dedim ‘bu iş bitti…’ Kulüp başkanı gelecek ve o an orada beni kovacak, yarın ilk uçağa bindirip gönderecekler herhalde dedim
Ama tam tersi oldu. soyunma odasına gözyaşlarıyla geldiler. Hiç bu kadar kısa sürede bu kadar çok erkek tarafından sarılıp öpülmemiştim.”