Yazarlar, öldükten sonra onlar için yapılabilecek belki de en iyi şey evlerinin bir müzeye dönüştürülmesidir. Eserlerini nasıl, hangi ortamda yazmışlar, ne gibi kişisel eşyalara sahipler bu müze evler sayesinde öğrenebiliriz. Dünya edebiyatının önde gelen isimlerinin müze evlerini gidip görerek olmasa bile buradan gezebilirsiniz.
1. Charles Dickens (1812 – 1870)
En çok “İki Şehrin Hikâyesi” ve “Oliver Twist” eserleriyle bilinen, Victoria devrinin en büyük romancısı kabul edilen yazarın belirli süre yaşadığı Londra’daki evi 1925 yılında müzeye dönüştürüldü. Oliver Twist’i kaleme aldığı bu ev, aynı zamanda yazarın kişisel eşyalarını da barındırıyor.
2. Ernest Hemingway (1899 – 1961)
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yıllarına tanıklık eden Amerikalı yazar ve gazeteci Ernest Hemingway en çok “İhtiyar Balıkçı ve Deniz” öyküsüyle bilinir. 20. yüzyıl dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Hemingway, 1931 ile 1940 yılları arasında ailesiyle beraber Florida’daki bu evde yaşar. Nobel ve Pulitzer ödüllü yazarın birçok eserini bu evde yazdığı bilinmektedir.
3. Oscar Wilde (1854 – 1900)
Victoria devrinin en büyük yazarları arasında sayılan Oscar Wilde, tıpkı Nietzsche gibi yeni yüzyılın başında hayata veda etti. İrlanda asıllı şairin çocukluk ve gençlik yıllarını yaşadığı ev, ilk katında bizi heykel ve çeşitli sanatsal ürünlerle karşılıyor. İkinci ve üçüncü katı ise öğrencilerin ders görmelerini sağlayacak bir mekâna dönüştürülüyor.
4. Edgar Allen Poe (1809 – 1849)
Bugün heyecanla okuduğumuz polisiye türünün babası Edgar Allen Poe’dur. “Morg Sokağı Cinayeti” adlı eseri polisiye türünde verilen ilk yapıt olarak kabul edilir. 1833 ile 1835 yılları arasında teyzesi, kuzenleri ve büyükannesiyle bu evde yaşar. Ölümünün yüzüncü yılı olan 1949’da ev müzeye dönüştürülür. Gotik edebiyatla da karşımıza çıkan bu karanlık yazarın evi, ziyaret edenlerin ürpertici bulduğu bir atmosfere sahip.
5. Lev Tolstoy (1828 – 1910)
Hakikati aramaktan yorulmayan, yaşadığı zamanda dahi herkesin saygısını kazanmış, Rus edebiyatının en büyük yazarlarından Tolstoy’un Yasnaya Polyana çiftliği de 97 yıldır bir müze ev olarak tarihe tanıklık ediyor. Büyük Rus yazar, hayatının 50 yılını 32 odalı, 3 katlı bu evde geçirir. Savaş ve Barış’ın yazıldığı müze ev, turistlerin en çok ilgi gösterdiği yapıların başında geliyor.
6. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821 – 1881)
Yeraltından Notlar, Suç ve Ceza, Kumarbaz gibi zamanların üstünde yapıtlar veren, Freud, Nietzsche gibi büyük isimlerin ilham kaynağı olan Dostoyevski, St. Petersburg’da bu evde yaşar ve son nefesini de burada verir. Yazarın el yazmaları, kalem ve çay bardağı gibi kişisel eşyaları müzede sergilenmektedir.
7. Johann Wolfgang von Goethe (1749 – 1832)
Ölüm döşeğindeyken “Işık, biraz daha ışık” diye sayıkladığı rivayet edilen Alman yazar Goethe, bu sözleriyle dünya edebiyatına önemli bir imza atmıştır. En büyük eserlerinden biri olan Faust, onun hakikat arayışının bir temsilidir. Frankfurt’ta bulunan müze evi, yazarın kişisel eşyalarını, kitaplarını yazdığı masayı ve Goethe dönemine özgü eserleri içinde taşıyor.
8. Emile Zola (1840 – 1902)
Natüralizm akımını romanlarıyla en güçlü şekilde yansıtan Fransız yazar Emile Zola, Paris’in banliyölerinden birinde yaşadığı bu evi, “Meyhane” romanından kazandığı parayla satın alır. 1878’den ölümüne dek bu evde yaşar. Zola’nın kütüphanesi, kişisel eşyaları, on dokuzuncu yüzyıl mobilyaları olduğu gibi korunarak sergilenir.
9. Victor Hugo (1802 – 1885)
Napolyon Bonapart’ın 1851’deki hükümet darbesinden dolayı sürgün edilen Victor Hugo, Belçika’ya gider. 1856’da ise Hauteville House’a yerleşir. En bilinen romanı Sefiller’i burada yazdığı bilinmektedir. Ev 1927’de müzeye dönüştürülür.
10. Franz Kafka (1883 – 1924)
Yahudi kökenli, 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında sayılan Franz Kafka, çekingen kişiliği, sakin yapısı ve soğukkanlı dilini eserlerinde de kullanmıştır. “Dönüşüm” adlı en bilinen eserinin gerginliği had safhada tutmasını kimi yazarlar anlatımın sakinliğine yoruyorlar. Franz Kafka Müzesi, Prag’da Lesser Town tarafında bulunuyor. Müzenin kasvetli bir ortam olması, Kafka’nın kişiliğiyle örtüşüyor. Yazarın kişisel eşyaları, notları ve çeşitli taslakları burada sergileniyor.