Bu liste elinde belgeyle konuşan oluşum Doğruluk Payı tarafından hazırlandı, haberiniz olsun.
1 Kasım seçimleri öncesi liderlerin iddialarını ve bunların doğruluk paylarını derlemeye devam ediyoruz. Bugünün konuğu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bugünün özelliği ise, kendisinin Cumhurbaşkanlığı makamındaki birinci yılını gün itibariyle dolduruyor olması.
İşte Cumhurbaşkanı’nın son bir yıl içinde dile getirdiği bazı iddialar ve doğruluk payları
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğru çıkan bir iddiası ile başlıyoruz. İddia tarihi 27 Kasım 2014. Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi konusunda konuşmak istediğinde, ilk vurgularından biri mutlaka büyüme konusunda oluyor. Biz de sık sık kendisinin bu iddialarını araştırıyoruz. Bu sefer iddia edilen, AK Parti iktidarında İslam ülkelerinin büyüme oranlarının, küresel büyüme oranının iki katı olduğu konusu. Bu durumun AK Parti iktidarı ile bir ilgisinin olup olmadığını değil, iddiadaki verileri araştırdığımızı baştan belirtelim.
2002-2012 döneminde, ki ekonomik olarak oldukça çalkantılı bir dönemdi, dünya %2,66’lık bir büyüme ortalamasına sahip olmuş. Aynı dönemde ise, İslam İşbirliği Teşkilatına üye olan 55 islam ülkesinin büyüme ortalaması ise %5,6 olarak görünüyor. Dolayısı ile, Cumhurbaşkanı’nın bu iddiasında doğruluk payı var.
Sıra en çok ilgi gören bir analizde
Konu itibariyle de ülkede çok tartışılan ve üzerine sık sık demeç verilen başkanlık sistemi ile ilgili, Cumhurbaşkanı’nın Ocak 2015 sonunda söylediği bu sözü araştırmıştık. Erdoğan’ın iddiasına göre dünyadaki gelişmiş ülkelerin ‘tamamına yakınında’ başkanlık sistemi mevcut. Dolayısı ile bu sistem öyle pek de kötü bir şey olamaz.
Yaptığımız araştırmada ‘gelişmiş ülke’leri belirlemek için bir çok farklı göstergeden yararlandık. Bunların arasında ekonomik büyüklük, OECD, G-20, İnsani Gelişmişlik Endeksi gibi alanlar ve gruplar mevcut. Ancak sonuçta gördük ki, ister ekonomik anlamda dünyanın öncü ülkeleri olsun, isterse insani gelişmişlik anlamında, lider ülkelerin çok büyük bölümü başkanlık sistemi ile yönetilmiyor. Hatta ek bilgi olarak, İnsani Gelişmişlik Endeksi’nin son 20 sırasında bulunan ülkelerin 15 tanesi başkanlık ile yönetiliyor. Eh, dolayısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu iddiasında doğruluk payı bulunmuyor.
Enerji konusu da Erdoğan’ın favorilerinden biri
Geçtiğimiz Nisan ayı başında bu konuda İran’a bir sitemi vardı Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye’nin İran doğalgazını en çok ve en pahalıya alan ülke olduğunu vurgulamıştı.
Türkiye’nin doğalgaz ithalatı yaptığı birden fazla kaynak var, bunlardan bazıları İran, Rusya, Azerbaycan gibi ülkeler. Analizimize göre, Türkiye toplam doğalgaz ithalatının %19’unu İran’dan yapıyor. Fiyat konusu ise, Cumhurbaşkanı’nın iddia ettiği gibi, aldıklarımız arasında en pahalısı. 2013 itibariyle İran’a bin metreküp başına 507 dolar ödüyoruz. Örneğin aynı miktar için Rusya’ya ortalama 428 dolar ödüyoruz. Peki İran’dan ithal ettiğimiz bu doğalgaz, İran ihracatının ne kadarı? Tam olarak %90,5’lik kısmına denk geliyor. Yani İran dışarıya sattığı gazı neredeyse tamamen bize satıyor. Bu da demek oluyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu iddiasında doğruluk payı var.
Demiştik ya, Erdoğan ekonomik göstergeler içerisinde en çok büyüme oranlarını seviyor diye, işte başka bir örneği
Bu kez iddia AK Parti öncesi Türkiye’nin büyüme oranları ile, AK Parti sonrasının bir karşılaştırması. Bu konu bir çok siyasi tarafından dile getiriliyor aslında, Cumhurbaşkanı’na özgü bir yanı yok. Biz de birden fazla kez analiz ettik, çünkü hatırlatılmasında fayda olduğuna inanıyoruz.
İddiaya göre AK Parti iktidarları döneminde Türkiye’nin büyüme ortalaması, önceki dönemlere kıyasla çok daha iyi bir yerde. Ancak araştırmamız bunun pek de doğru olmadığını gösteriyor. Öncelikle 1960-2000 arası büyüme ortalamasına bakalım, Türkiye’nin bu 40 yıllık dönemde yıllık ortalama %6-6.5 büyüme sahip olduğunu görüyoruz. Ancak başka bir incelemeyi 1980-2002 arası dönem ile, 2002 ve günümüz arasında da yapabiliriz, çünkü 1980’den beri Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri durumunda.
1980’li yıllarda Türkiye’nin yıllık ortalama büyümesi %4,1 oranında olmuş. 1990’larda ise bu oran %3,6’ya kadar gerilemiş. AK Parti iktidarları ortalamasının %4,8 olduğunu düşündüğümüzde oransal olarak bir iyileşme görünse de, 1960-2000 döneminin de gerisinde kalındığı görülüyor. Aynı zamanda bir büyüme istikrarının da yakalanamadığı analizimizde göze çarpan bir diğer konu. Bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın bu iddiasında doğruluk payı bulunmuyor.
Son iddiaya geldik
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın analiz ettiğimiz en son iddialarından biri aynı zamanda bu, 7 Haziran seçimlerinden 4 gün sonra yaptığı ilk konuşmada dile getirmişti. İddiaya göre ilk çeyrek büyüme oranı %2,3 olan ve beklentilerin altında büyüyen Türkiye, bu oranı ile dünyanın en çok büyüyen 14. ülkesi oldu.
Analizimizde ilk baktığımız kaynak OECD oldu ve gördük ki, Türkiye bu büyüme oranı ile, 34 OECD ülkesi ve 7 gelişmekte olan ülke arasında 13. sırada geliyor. Ancak Cumhurbaşkanı’nın iddiasında dünyanın 14. sırasında yer aldığımız bilgisi var. Biz de bu nedenle OECD dışında kalan ülkelerin büyüme oranlarını da inceleme başladık ve gördük ki, örneğin Azerbaycan, Kolombiya, Fas, Filipinler, Romanya gibi ülkeler bizden çok daha yüksek büyüme oranları yakalamışlar 2015’in ilk çeyreğinde. Eh, bunları da kattığımız zaman, dünyada ilk 20’de yer almamız bile mümkün olmuyor.
Bu nedenle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iddiasında doğruluk payı bulunmuyor.
Biz Doğruluk Payı olarak, Erdoğan Cumhurbaşkanı makamına geldiğinden beri kendisinin 18 iddiasını analiz ettik. Bunları toplu halde incelemek için sizleri buraya alalım.