Hızlı nüfus artışı pek çok anlamda bir yetersizliğe sebep oluyor. Örneğin, sağlık, eğitim ve öğretim, istihdam (iş gücü) vs. Ayrıca bu nüfus artışına bağlı olarak trafiğe dahil olan yeni araçların da sayısı yükseliyor. Dolayısıyla çevresel kirlilik de bu duruma bağlı olarak yükselme eğiliminden şaşmıyor. İşte konumuz olan dünyada elektrikli araç kullanımı da bu anlamda önem kazanıyor. Çünkü bu türden araçlar, artık günümüzün ve hatta geleceğin araçları olarak gözüküyor.
Konumuzla ilgili detaylara geçmeden önce önerebileceğimiz iki başlığı bu kısımda verelim. İlk başlığımız, “Kolaylıkla İnşa Edilebilen Sürdürülebilir 9 Doğa Dostu Eko Ev“. Diğeri ise “Şehir İçi Ulaşımı Kolaylaştıran Teknoloji Harikası En İyi Elektrikli Scooter Modelleri“.
E artık konumuzun detaylarına geçme vakti geldi.
Elektrikli araç kullanımı projesi ve üretimi yeni değil
Geleceğin en geçerli araçları olacağı ifade edilen elektrikli arabalar hakkında çok ilginç nüanslar söz konusu. Örneğin, bu araçlarla ilgili akademik dünyada yankı uyandırmayı başaran bir proje var. Bu proje, 1832-1839 arasında Robert Anderson’un girişimleriyle tarihteki yerini aldı.
İlk elektrikli araba üretimi ise Profesör Sibrandus Stratingh ve asistanı Christopher Becker tarafından 1835 yılında gerçekleşmiş. Bu ilk elektrikli otomobil üretiminin test sürüşleriyle ilgili bu deneyim, dönemin manşetlerine taşındı. Hollanda merkezli Groninger Courant gazetesinin konuyla ilgili haberi ise şu şekilde:
“Stratingh ve Becker, buharlı araçlarının ilk test yolculuğunu yaptı. Yolculuk, bu sabahın (22 Mart 1834) erken saatlerinde gerçekleşti. Yolculuk, şehrin inişli çıkışlı ve kıvrımlı sokaklarında yolculuk yaparak olumlu bir sonuç elde etti. Tasarımcılar testten çok memnun kaldı. Yalnızca bazı küçük iyileştirmeler yapmak gerekiyor. Bu sayede araç, taş ve kayalık yollarda değil, aynı zamanda daha engebeli ve hatta Arnavut kaldırımlı sokaklarda da sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlayacağını düşünüyorlar…”
Elektrikli araç kullanımı hakkında tarihçede başka isimler ve girişimler de yer alıyor
İlk girişimler bu süreçte umut vadetti. Dolayısıyla başka girişimler de karşımıza çıkıyor. Birkaç örneği sıralayalım:
1838 yılında Robert Davidson’un, saatte 6.4 km. hız sahibi olan elektrikli lokomotif. Ayrıca kurşun-asit bataryaları da 1859 yılından sonra ortaya çıkmıştı. Ve bu bataryalar elektrikli araçlarda rol almayı başarmış.
Sonrasında (1882) Siemens, ‘Elektromote’ adındaki dünyanın ilk elektrikli troleybüsünü (elektrikli otobüs) Berlin’de üretmiş. Bu araç iki adet 2.2 kW’lık motora sahip olup 550 V DC ile beslenecek şekilde tasarıma sahip. Bu araç, ortalama 12 km/h hızındaydı.
Takip eden yıllarda (1886) Karl Benz, içten yanmalı motor ile çalışan ilk otomobil olan Motorwagen’i üretip satışa sunmuş. Araçta üç adet tekerlek bulunduğunu da sözlerimize ekleyelim. Bu aracın motoru ise arka tarafta yer alıyordu.
1895 yılında Morris ve Salomon iki koltuklu Electrobats isimli elektrikli aracı geliştirmişlerdir.
Hemen iki yıl sonra 1897’de , İngiltere’de “Londra Elektrikli Taksi Şirketi” tarafından 15 adet elektrikli taksi kullanıma girmiş.
1901’de “New York Taxi” firması da, elektrikli araçları taksi olarak kullanmaya başlamış.
Öte yandan günümüzdeki teknolojiye dönelim. Çünkü elektrikli araçlarla ile ilgili bir tarihçe yazmak istediğimizde konuyu fazlasıyla uzatmış olacağız.
Günümüzdeki elektrikli araçlar ile ilgili söyleyebileceğimiz daha çok şey var
Günümüz teknolojilerinin yarattığı ihtiyaç ve beklentiler, yakıt tasarrufu yapan, petrole dayalı olmayan, sessiz ve yüksek verimlilikle çalışan motora sahip araçların tasarımlarını konuşmamızı sağladı. Elektrik araçlar bir rotor vasıtasıyla hareket ediyor. Elektrik motorunun içinde yer alan ve dönerek hareket halinde olan rotor adlı parça sayesinde elektrikli araç çalışıyor. Rotor döndükçe elektrik akımı iletiliyor ve bu sayede elektrik enerjisi hareket enerjisine dönüşüyor. Benzinli araçların aksine elektrikli araçtaki tork gücünün hissedilmesi için motorun belirli bir devire uluşmasına ihtiyaç duyulmuyor. Elektrikli araç, motora ek olarak sahip olunan batarya sayesinde kullanılıyor.
Elektrikli araçların içerisinde lityum-iyon pillerden oluşan bir batarya var. Zaman içerisinde kullanıldıkça gücünü kaybeden bu bataryalar kullanılarak elektrikli aracın en az 200.000 kilometre yol yapabildiğini söyleyebiliyoruz. Pek çok elektrikli araç üreticisi tarafından aracın kullanıldığı ilk 4 yıl içerisinde bataryanın %70’lik kapasitesine garanti veriliyor.
Elektrikli araçlar kullanıcıya yakıttan tasarruf etme imkanı veriyor. Anlattığımız şekilde motoru olan bir aracın tükettiği 1 litrelik benzinin elektrikli araçtaki karşılığını, 10 kWh olarak ifade edebiliriz. Bir elektrikli araç 100 kilometrelik sürüş mesafesinde yaklaşık olarak 18 kWh ölçüsünde elektrik enerjisi tüketiyor. Bu durum da, içten yanmalı motor ile karşılaştırıldığında oldukça düşük bir enerji tüketimi anlamı taşıyor.
Elektrikli araba ve çalışma prensibi
Elektrikle çalışan otomobiller esasen çamaşır makinesinin çalışmasını sağlayan motorla benzer bir düzen içerisinde işlev gösteriyor. Benzin veya mazotla çalışan klasik otomobillerdeki gibi içten yanmalı motorlardan farklılar. Şöyle ki, bir elektrikli araba, yüksek verimlilik, aşınmazlık ve çift yönlü çalışma özelliklerine sahip. Fosil yakıtların kullanıldığı içten yanmalı motorlarda verimlilik oranı oldukça düşük. Motorun içerisindeki hareketli parçalar ve diğer aksamlar nedeniyle üretilen enerjinin yaklaşık olarak %35’inden hareket ettirecek güç üretiliyor.
Elektrikli araba ve şarj sorunu
Aslında bu bir sorun oluşturmuyor. Elektrikli araç kullanımı noktasında oldukça önemli bir husus söz konusu; şarj.
Elektrikli aracınız varsa onu, cep telefonlarınızı şarj ediyormuş gibi şarj edebilirsiniz. Cep telefonlarında olduğu gibi elektrikli araçlarda da lityum-iyon cinsinden piller mevcut. Elektrikli araçları da, evde alternatif akım veren standart prizler yardımıyla 8-10 saatlik bir zaman dilimi içerisinde şarj edebiliyorsunuz. Evdeki elektrik tesisatı tek fazlı ve düşük amperli olduğu için aracın şarj süresi uzun. Evlerden farklı olarak çeşitli konumlara tesis edilen ücretsiz şarj istasyonları sayesinde ortaya çıkan yüksek akım aracılığıyla çok daha kısa sürede aracın şarj işlemini gerçekleştirmek mümkün.
Alışveriş merkezleri ve benzin istasyonlarında şarj istasyonlarına rastlamak mümkün. Söz konusu hızlı şarj istasyonları sayesinde elde edilen doğru akım kullanılarak aracın 30-60 dakika içerisinde şarj olmasını sağlayabilirsiniz. Pek çok elektrikli aracın yaklaşık 30 dakikada %80 oranında şarj edildiğini bilmenizde fayda var. Bununla birlikte normal hıza sahip olan bir elektrik akımını kullanarak da 2 veya 4 saat içinde şarj operasyonunu bitirebilirsiniz.
Bataryası şarj olan bir elektrikli arabanın kat edeceği mesafe arabanın modeline göre 150 ile 600 kilometre arasında değişiklik gösteriyor.
Elektrikli araçların bakımını nasıl yapmalısınız?
Benzin veya mazotla çalışan arabalara kıyasla elektrikli araçların motor yapısı daha basit. Elektrikli aracın motorunda daha az hareket eden parça olduğu için onarılması ve dönem dönem bakımının yapılması gereken daha az miktarda parça bulunuyor. Elektrikli aracın bakımına daha az para harcanıyor. Aracın kat ettiği mesafeye göre bakıma girmesi gerektiğini ifade edelim. Elektrikli aracın bakımı için yapmanız gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Lastikleri kontrol etmelisiniz,
- Fren sistemini elden geçirmelisiniz,
- Elektrikli motorun performansının ölçülmesini gerçekleştirmelisiniz,
- Bataryaların verimliliğinin ve yıpranma payının tespit etme noktasında da rol almak zorunda olduğunuzu unutmamalısınız,
- Elektrikli parçaları kontrol etmelisiniz,
- Gerekli olan hallerde bataryayı değiştirmeyi aklınızdan çıkarmamalısınız.
Elektrikli araçların kullanımı noktasındaki olumlu sonuçlar
Elektrikli araçların sağladığı en önemli yararların başında yakıt tasarrufu geliyor. Halbuki fosil yakıtlarla çalışan otomobiller nedeniyle doğal kaynakları tüketiyoruz. Bu araçlar ise benzin ve mazota kıyasla daha düşük maliyetli bir enerji kaynağı olarak karşımızda duruyor.
Elektrikli araçlar, fosil yakıtla çalışan motora sahip bir araca kıyasla daha fazla teknolojik donanıma sahip.
Elektrikli araçlar çevre dostu. Dünyada elektrikli araba kullanımı arttıkça biz insanlık, daha az karbon salıyoruz
Elektrikli araçların olumsuz yönleri nelerdir?
Elektrikli araçların tamamen şarj edilmesi için gereken süre 10 saate kadar çıkabiliyor.
Şarj durumuna göre elektrikli aracın gideceği yol mesafesi değişiklik gösteriyor. Yetersiz şarj seviyesi, acil durumlarda zor duruma düşmenize yol açabilir.
Fosil yakıtlarla çalışan araçlara kıyasla elektrikli araçlar daha yüksek fiyatlar karşılığında sunuma hazır hale geliyor.
Türkiye’de satış ağının ve teknolojik olanakların yetersiz olması sebebiyle elektrikli araçların bakım ve onarımı hususunda da bazı sorunlar ortaya çıkıyor.
Elektrikli otomobil fiyatları
Elektrikli araç fiyatları hakkında güncelliği takip etmek oldukça zor. Malum, küresel bir salgın ve onun etkilediği ekonomik kriz pek çok değişkenin varlığıyla fiyatlarda oynamalara sebebiyet verebiliyor. Ancak bununla birlikte söz konusu teknolojik ve çevre dostu otomobilleri için gözden çıkarmanız gereken bedelin 370 bin TL’den başladığını belirtebiliriz. Aracın markası ve modeline göre söz konusu fiyat aralığının arttığını da sözlerimize ekleyelim. Örneğin, lüks bir markanın üretimleri yaklaşık 1.500,00 TL civarına alıcı bulmaya çalıştığını sözlerimize ekleyebiliriz.
En ucuz elektrikli araba ise bu yazıyı okuduğunuz tarihe göre değişiklik gösterebilir.
Yerli elektrikli araba
Bildiğimiz gibi gündemimize ara ara gelmeyi başaran yerli elektrikli araba, TOGG (Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu) üretimi. Bu araç ile ilgili TOGG’un kendi ifadelerine yer vermemiz gerekiyor. Söz konusu üretici, ilk yerli otomobil olarak bildiğimiz bu araç 30 dakika içinde şarj edilebiliyormuş.
“300+ km veya 500+km menzil sağlayan pil konfigürasyonlarından ihtiyacınıza en uygun olanı seçebilecek, yüksek enerjili Lityum-iyon pil teknolojisinin sunacağı menzil ile uzun yolculukları dahi dilediğiniz gibi planlayabileceksiniz. %100 şarj ile yola çıkarak İstanbul’dan İzmir’deki akrabalarınıza veya Ankara’dan Antalya’daki yazlığınıza kesintisiz bir seyahat ile ulaşabileceksiniz.” ifadeleri ise TOGG’un resmi internet sitesinde yer alan tanıtım cümleleri olarak dimağımızda kalıyor.
Dünyada elektrikli araç kullanımı hakkındaki veriler
Uluslararası Enerji Ajansı, 2020 yılında dünyadaki toplam elektrikli araç sayısını açıklamıştı. Açıklanan bu verilere göre, küresel ölçekte araç satışları bir önceki yıl yüzde 15 düşmüştü. Buna karşın elektrikli araç satışlarında ise artış söz konusu olmuştu.
Söz konusu açıklamaya bakarsak, 2019 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 40 artış gösterdi. Baika bir ifadeyle, 2 milyon 100 bin adet elektrikli araç satışı söz konusu oldu.
Öte yandan dünya genelindeki elektrikli araç sayısı ise 7 milyon 200 bine yükseldi. Otomotiv sektöründeki elektrifikasyon, bu artıştaki önemli etkenlerden biri. Ayrıca hükümetlerin izlediği çevreci politikalar, vergi indirimleri ve üretim maliyetlerinin düşmesi de bir başka etken.
Çin ve ABD’de elektrikli araçlar için devlet desteği yaklaşık yüzde 50 azaldı. Buna karşın 2019’daki küresel elektrikli taşıt satışlarının yüzde 90’ı Çin, Avrupa ve ABD’de oldu. Ayrıca, dünyadaki toplam elektrikli araçların yüzde 46,5’inin Çin’de olduğunu belirtelim.
Yollardaki elektrikli araç sayısındaki artışla birlikte bu taşıtların şarj edilmesi için gerekli şarj ünitelerinin altyapısı ve teknolojisi gelişme gösterirken şarj ünitesi sayısında da artış yaşandı.Geçen yıl itibarıyla mevcut şarj ünitelerinin sayısı 7 milyon 300 bin olarak kayıtlara geçti. Bu ünitelerin 6 milyon 500 binini kişiye özel şarj üniteleri oluşturdu. Bu ünitelerin yüzde 37’si Çin’de bulunurken, yüzde 24’lük bir dilimi ABD sınırları içinde…