31 Mayıs’dan bu yana günde en az bir kez ağzımızdan çıkan direniş kelimesi, ne ilk kez kullanıldı ne de son kez kullanılacak. İnsanlığın başlangıcından bu yana toplumu yöneten erkin, belli bir kesime ya da toplumun tamamına fiziksel ve psiklojik zulüm oynadığı dönemler olmuştur.
Özellikle distopik yönetim tarzına maruz kalmış toplumlarda görülen bu durum, istisnasız biçimde zulüm gören kesmin direnişine veya isyanına gebe olmuştur. İlk önce kitaplara karalanan direniş hikayeleri, daha sonra yedinci sanat tarafından beyaz perdeye yansıtılır.
Buyrun dünya tarihinin en muhteşem direniş filmleri: İzlemedikleriniz varsa ki olması muhtemel, ilk fırsatta izlemenizi öneririz. Biz ofise projeksiyonu getirdik bile.
İyi seyirler…
Battleship Potemkin (Potemkin Zırhlısı), 1923
Sergei Eisenstein’in 1923 yılında yaptığı, nicelerine göre dünya sinemasının başlangıcı kabul edilen filmdir. 1905 yılında Çarlık zırhlısı Potemkin’in, şimdilerde Ukrayna sınırlarında bulunan Odessa yakınlarına demir atmasından sonra mürettabatın bir kısmının isyanını anlatır. Bir halkın bir araya gelişinin 75 dakikaya sığdırılması şeklinde özetlenebilir.
Metropolis, 1927
Efsane yönetmen Fritz Lang’ın elinden çıkan Metropolis, sessiz sinema döneminin başyapıtları arasında yer alır. Filme adını veren şehir, Superman‘in şehri şeklinde de tabir edilir. En yalın haliyle, aristokratlar ve işçiler olarak ikiye ayrılmış toplumdaki eşitsizlikleri konu eden film, alt tabakanın şehri yok olma sınırına getiren ayaklanmasını anlatır.
The Great Dictator (Büyük Diktatör), 1940
Komedi filmlerinin atası Charlie Chaplin’in hem yönetmeni hem de başrolü olduğu film, tarihin en kanlı diktatörü Hitler’in soykırımını komedi diliyle anlatır. Bir soykırımın komedi bakış açısıyla anlatıldığı ilk filmdir. Filmin konusu ise, şehrin varoşlarında yaşayan Yahudi bir berberin başında geçenlerdir.
Roma, Citta Aperta / Roma, Open City (Roma, Açık Şehir), 1945
Roberto Rossellini’nin yönettiği filmin senaryosu yazılırken Roma hala işgal altındadır. İkinci Dünya Savaşı’nın son dönem İtalya’sını sunan film, milis İtalyan kuvvetlerin, Nazi askerleriyle verdikleri özgürlük mücadelesini anlatır. Film aynı zamanda neo-realist sinemasının en güzel örneği niteliğindedir.
Viva Zapata!, 1952
Elia Kazan’ın yönettiği filmin senaryosunu ünlü yazar John Steinback yazmıştır. Meksikalı Devrimci Emiliano Zapata’nın kendi köyünü ve ailesini korumakla başlattığı direnişini anlatır. Diktatör Diaz’a karşı başlatılan savaşı yansıtan film Zapata’nın kişisel hayatından da esintiler taşır. Aynı zamanda Meksika siyasetinin değişken yapısını gözler önüne serer.
Fahrenheit 451, 1966
İtfaiye teşkilatının kitapları yakmak amacıyla çalıştığı bir ülkede yaşananları anlatır. Amaçları, insanlara yalnızca televizyonlarda yayınlanan beyin yıkayıcı şovları izletmektir. Yönetmenliğini François Truffaut’un yaptığı filmin, 12 Mart ve 12 Eylül sonrası Türkiye’yi yansıttığı düşüncesiyle yasaklatılmışlığı vardır.
La Battaglia di Algeri / The Battle of Algiers (Cezayir Bağımsızlık Savaşı), 1966
İtalyan yönetmen Gillo Pontecorvo’nun kameraya aldığı La Battaglia di Algeri, 1954’ten 1962 yılına kadar süren Cezayir Bağımsızlık Direnişi’ni anlatıyor. Fransız işgali altındaki topraklarda kendi hayatlarına sürgün yaşayan Cezayirlilerin bireysel düşünceler bir yana, tüm halkın özgürlük düşüncelerini yansıttığı mücadelesini müthiş özetler.
Z, 1969
Costa Gavras’ın yönettiği film her ne kadar herhangi bir ülke ismi belirtilmese de, 1963 yılında Yunan milletvekili Gregoris Lambrakis’in öldürülmesi ve sonrasında yaşanan olayları konu ediyor. Filmin kuvvetli yanı siyasi gücün kötüye kullanılmasıyla gerçekleşen olayların en ince detaylarıyla anlatılmasıdır. ‘Z’ harfi Yunan alfabesinde ölümsüzlük anlamına geldiği için seçilmiştir.
Kibar Feyzo, 1978
Sevdiği kadını alabilmek için başlık parası biriktirmek zorunda olan Feyzo (Kemal Sunal), şehre gider. Şehirde artık başlık parası ödenmediğini ve birçok batısal yeniliği öğrenen Feyzo, köyüne döndükten sonra feodal düzenin simgesi olan köy ağasına (Şener Şen) karşı, tekil bir direniş başlatır. Trajikomik Yeşilçam Sineması’nın en güzel örneklerinden biri olan filmin yönetmenlik koltuğunda usta yönetmen Atıf Yılmaz oturmuştur.
Hair (Bırak Güneş İçeri Girsin), 1979
Milos Forman’ın yönetmeni olduğu Hair, 68 kuşağı ve Çiçek Çocuklar‘ı müthiş bir perspektifle sunmayı başarmıştır. Vietnam’da savaşabilmek için Amerikan ordusuna katılmaya karar veren Claude, yolculuğu esnasında fantastik bir grupla karşılaşır. Hayatında hiç yaşamadığı deneyimler yaşar. Bu grup, Claude’yi savaşa gitmekten vazgeçiremese de, onunla birlikte Vietnam’a gider.
Germinal (Tohum Yeşerince), 1993
Ünlü Fransız yazar Emile Zola’nın aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanmıştır. 19.yüzyıl Fransa’sını ele alan filmde işçiler çok ağır şartlarda çok az paraya çalışmaktadır. Durum öyle vahimdir ki bir işçi hayatını kaybetse diğerlerinin en fazla 5 dakika matem tutabilme hakkı vardır. En sonunda başlayan isyan, haklı sebeplerini, örgütlenmeyi ve kendi sonunu kendi belirleyen direnişi oldukça iyi anlatır. Filmin yönetmeni Calude Berri’dir
La Haine / Hate (Nefret), 1995
Mathieu Kassovitz’in çektiği film, 90’lı yılların başında ‘özgürlükler’ ülkesi Fransa’nın göçmen politiklarını protest bir dille anlatır. Polis tarafından öldürülesiye dövülen Abdel’in üç arkadaşının ‘öteki’liğini müthiş özetler. Aynı yıllarda Fransa İçişleri Bakanı Sarkozy’nin “bir avuç serseriye imtiyaz tanıyacak” değiliz sözleriyle; bizim buralarda verilen demeçlere benzerlik taşıttıran politikaların sinamaya yansımış halidir.
Bloody Sunday (Kanlı Pazar), 2002
Bogside Katliamı olarak da bilinen gerçek bir hikayeden alınmıştır. 30 Ocak 1972 yılında, İrlanda’nın Derry kentinde 26 göstericinin polis tarafından vurulması ve 13’ünün hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan direnişi konu eder. O gün Derry’de olan eylemcilerin insan hakları ve eşitlik istekleri doğrultusunda yalnızca hükümeti protesto etmek amacıyla toplandığı için bir yerlerden tanıdık gelebilir. Yönetmenlik koltuğunda Paul Greengrass, vardır.
V for Vendetta, 2005
V for Vendetta son dönem direniş filmlerinin zirve noktasıdır. Film, hükümete ve alçak politikalarına savaç açan V ile bir televizyon kanalında çalışan Evey’in tesadüf eseri tanışması sonucu gelişen olaylar üzerine kuruludur. V’nin Hitler dönemine benzeyen iktidara açtığı savaş, bir halk direnişine dönüşür. James McTeigue’nin yönettiği filmin etkileri, Gezi Parkı Direnişi esnasında dahi görülmüştür.
Hotel Rwanda, 2005
Terry George’un yönettiği film 1994 yılında 800.000 kişinin Ruanda’da katletildiği gerçek hikayeye dayanır. İç savaştan kaçan Tuti ve Hutsi halklarına kapılarını açan bir adamın hayatını anlatıyor. Filmin en acıklı yanı ise, bütün dünyanın bu olaylara sessiz kaldığını anlatmasıdır.
Resistencia (Direniş), 2008
Yönetmenliğini Edward Zwick’in yaptığı film, Nazilerin işgali altında bulunan Polonya’dan kaçan üç kardeşin hikayesini konu ediyor. Nazilerle savaşmak için son James Bond Daniel Craig’in öncülüğünde Rusya’ya giden üç kardeş, burada bir direniş köyü inşa ederler ve kendileri gibi 1200 yahudinin hayatını kurtarırlar.
Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi), 2009
Yaşayan efsane Quentin Tarantino’nun yönettiği film, Nazi işgalindeki Fransa’yı anlatıyor. Aynı anda birkaç hikayeyi konu eden filmde, bir yandan ailesi Nazi Albay’ı tarafından katledilen Shosanna Dreyfus’un hikayesi, diğer yandan Teğmen Aldo Raine önderliğinde yahudi askerler tarafından kurulan ve Nazilere savaş açan bir askeri grubun hikayesi anlatılır.
Referanslar:
http://filmhafizasi.com/blog/film-yazarlari/dirensinema-2013/
http://www.beyazperde.com/haberler/filmler/haberler-56424/
http://eksisozluk.com/direniste-akla-gelen-filmler–3886329?p=1
http://seatedscribe.blogspot.com/2013/06/en-iyi-direnis-filmleri.html