Bob Marley’in doğum gününden Bağımsız Filmler Festivali’ne, sahnelerde İspanyol esintisinden Danimarka serinliğine; bol etkinlikli, çok çeşnili, aşırı renkli bir haftaya giriyoruz. Yapacak çok şey, gidecek çok yer ve sonrasında ahkam kesecek çok etkinlik var.
İstanbul, bu hafta tam ‘havasında’. Zira İstanbul; festivalleriyle, sahnedeyken kırık Türkçeleri ile ‘Merhaba Istanbuuuul’ diyebilen müzisyen konuklarıyla güzel. İyi haftalar olsun, efendim.
1. Konser – Sleep Party People / 6 Şubat
Salon İKSV / saat 22.00
Danimarkalı yeteneği öpülesi müzisyen Brian Batz, akıllara zarar projesi Sleep Party People ile yeniden şehrimizde. Karanlık melodiler, buğulu sözler, hipnotik bir ambiyans, shoegaze mahsunluğu, tavşan maskeleri ve kusursuz bir dream-pop… David Lynch, Boards of Canada ve Erik Satie’den etkilenerek müziğe girişen bir yetenekten de daha azı beklenemezdi zaten.
Daha evvel, Trentemøller ve Efterklang gibi memleketlileri ile turnelerin tozunu attıran SPP, canlı performanslarında genellikle beş kişilik bir ekiple izleyici karşısına çıkıyor. Efsaneye göre de utangaçlıklarını kamufle etmek amacı ile Donnie Darko’yu andıran tavşan maskeleriyle sahne alıyorlar.
2. Konser – Messer Chups / 6 Şubat
Roxy / saat 22.30
Vaktiyle “Messer für Frau Müller” adıyla bilinen ikilinin, bir eksilip iki artarak evrildiği yeni hali; Messer Chups. Yeni dediysek, 90’ların sonlarından beri aktif kendileri. Bir de eğlenceli, leziz ki müzikleri. ‘Surf’ ritimlerinin hakkını vermekle kalmayıp; müziklerini bilhassa 80’lerin B-filmleri tadında seslerle çeşnilendiriyorlar. Biraz jazz, biraz da doğu Avrupa esintisi ekliyorlar. Rus olmalarının şanından mıdır bilinmez, bir de sıklıkla ‘theremin’ kullanıyorlar aranjmanlarında.
Sahne doğaçlamaları, yer yer enstalasyonları ve kostümleri ile göz kamaştıran Zombierella’nın vokalleri ise dillere destan. Fazla söze gerek yok. Gidilesi, görülesiler.
Üstelik, Messer Chups’tan önce sahne Softa’ya emanet. Haberiniz olsun.
3. Tiyatro – Lüküs Hayat / 6 – 8 Şubat
Zorlu PSM / saat 20.30
İlk olarak Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları vesilesi ile sahnelenen Lüküs Hayat; Türkiye tiyatrosunun en önemli klasiklerinden, malumunuz. Taze bir toplumun; batı kültürüne entegre olma çabaları, modernleşme mücadeleleri ve adaptasyon sancıları gibi süreçlerden geçişini, dahiyane bir mizah ile sunan opereti özel kılan en önemli şeylerden biri de Cemal Reşit Rey’in besteleriydi hiç şüphesiz.
Yıllar yılı nice yorumlar, nice performanslar eskitip de eskimeyen Lüküs Hayat; bu hafta Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ve Eskişehir Senfoni Orkestrası’nı buluşturan yorumu ile şehrimize konuk oluyor. Üstat Haldun Dormen’in yönetmenliğinde hem de. Bu leziz opereti dünya gözü ile izleyemeyenler için büyük fırsat, defalarca izleyip ‘yine isterim’ diyenler için de telveli müjde olsun.
4. Sergi – Düşlerin Sonu: Nikolaj Bendix Skyum Larsen / 6 Şubat – 29 Mart
Salt Galata
Bugüne dek yaptığı filmlerle sanat ve belgesel arasında, özel bir sınırda duran Nikolaj Bendix Skyum Larsen’in “Düşlerin Sonu” (End of Dreams) adlı projesi de, diğerleri gibi izleyenleri duygusal çıkmazlara sürüklüyor. Avrupa’ya ‘kapağı atabilmek’ için Akdeniz’den geçerken hayatını yitiren göçmenleri konu alan sergi, başlangıçta bir heykel enstalasyonu olarak planlanmış.
Sanatçı, ceset torbalarını andıran heykelleri deniz suyunda bekletmek isterken; deniz-altı kurulumu fırtna nedeniyle alabora olmuş. Projeye yeni bir rota kazandıran bu doğa olayı sonucunda, Larsen bir dalgıç ekibi ile deniz altındaki bu temsili travmayı görüntülerken bulmuş kendini.
Sergi kapsamında Larsen’in; “Vadedilmiş Topraklar”, “Meriç’ten Yansımalar” ve “Mevsim Sonu” isimli filmlerinin de gösterileceğini ve serginin açılacağı Cuma günü saat 18.30’da, Larsen’in bir söyleşi gerçekleştireceğini de hatırlatmadan geçmeyelim.
5. Müzik – Trentemøller Dj Set / 7 Şubat
indigo / saat 23.30
Daha az evvel, Sleep Party People’dan bahsederken çınlatmıştık kulaklarını (Bkz. Madde-1). İstanbul’da bunca meftunu ve takip edeni varken oturup, uzun uzun Trentemøller anlatacak değiliz tabii. Zaten biliyorsunuz kendisini.
Danimarka’nın medar-ı iftiharı, kabinlerin kadim dostu, inceliğinden taviz vermeden her daim olgunlaşan ve olgunlaştıkça da güzelleşen ritimlerin sahibi; Anders Trentemøller. Müzik prodüktörü gibi müzik prodüktörü, yani. Cumartesi gecesi, yeniden şehrimizde. Duyurmuş olalım.
6. Konser – Alice Russell / 7 Şubat
Babylon / saat 22.00
Aileden gelen müzisyenliğini klasik çello eğitiminin yanı sıra ‘gospel’ ve ‘soul’ etkileri ile devleştiren Alice Russell, dünya alemin gıpta ettiği güçlü bir sese sahip. Çocuk yaşlardan beri Stevie Wonder ve Aretha Franklin dinliyor olmasının, bugünkü haklı şöhretindeki payı da yadırganamaz herhalde.
Kendisi, Cumartesi gecesi sahnedeki mevcudiyeti ile İstanbullu ‘soul’ dinleyicilerini büyüleyecek. Konser öncesi saat 19’da da; Salt Beyoğlu Açık Sinema’da, Red Bull Music Academy katkıları ile, ücretsiz katılımlı bir söyleşiye konuk olacak. Duyuruyoruz.
7. Tasarım – Pop-Up Kadıköy: Tasarım Pazarı / 8 Şubat
Arkaoda / saat 14.00 – 19.00
Birkaç hafta evvel, yılbaşı döneminde yine Kadıköy’de gerçekleşen benzer bir etkinlikten bahsettiğimizi hatırlayanlar olabilir. Kadıköylü sanatçı ve tasarımcıları bizlerle buluşturan bu renkli etkinlik, bu sefer Arkaoda’da Pazar günümüzü renklendiriyor. Yemekten mobilyaya, takıdan serigrafiye muhtelif tasarım ürünler; Kadıköylü ile buluşuyor.
8. Sergi – Alberto Giacometti / 11 Şubat – 26 Nisan
Pera Müzesi
Larsen’den sonra, haftanın bir diğer yeni sergisi de, Pera Müzesi’nde başlayacak olan Alberto Giacometti retrospektifi. 20. yüzyılın önemli anlarına tanıklık eden İsviçreli heykeltraşın gençlik dönemi eserleri, vefatından önceki son çalışmaları, Montparnasse’taki atölyesinde ürettikleri, sanatına yön veren I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası etkileri; tematik bir kurgu ile sunuluyor sergide. Giacometti’nin Türkiye’de gösterilecek bu ilk kapsamlı sergisini kaçırmak istemeyiz.
9. Festival – !f İstanbul | 14. Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali / 12 – 22 Şubat
Kar, kış, yağmur, çamur, trafik, kalabalık, uzun kuyruklar… Hiçbirinin ama hiçbirinin bizi yıldıramadığı, senenin o en güzel zamanlarından biri geldi işte. !f İstanbul; 14. senesinde, bağımsız film sözünü en cömertinden tutmaya devam ediyor. Program açıklandığından beri bir heyecan, bir sevinç. Karnımızda kelebekler uçuşmakla kalmıyor, ayağımızı da yerden kesiyor.
Bu sene de her sene olduğu gibi dünyanın dört bir köşesinden taptaze yönetmenlerin ağırlanacağı “Keşif” bölümünün dışında, merakla beklenen galalara da yer var. Alejandro González Iñárritu’nun soluk kesici son harikası “Birdman” ve Tim Burton’un “Big Eyes”’ı bunlardan sadece ikisi.
“Ne işim olur galalarla? Onlar zaten her yerde. Ben ‘bulunmaz hint kumaşı’ arıyorum” diyorsanız; gani gani bölümler bu sene yine !f’te: “Gökkuşağı”, “Aşk & Başka Bi’ Dünya”, “Aziz(e)ler, Şairler ve Meczuplar”, “Kısalar” gibi…
Filmler, özel gösterimler, partiler, söyleşiler, bilimum etkinlikler… Anlat anlat, nereye kadar. Program çizelgesinde kaybolmadan tadı çıkmaz zaten bu festivalin. En iyisi biz sizi festival programına havale edelim. Siz de daha fazla gecikmeden rotanızı çiziverin. İyi seyirler, efendim.
10. Konser – Paco Peña / 12 Şubat
İş Sanat / saat 20.00
Flamenko dendiğinde milyonların aklına gelen ilk isimlerden biri O. Yaklaşık 50 yıldır, durmadan dinlenmeden çalmaya ve üretmeye devam ediyor. Şanı doğduğu yer Cordoba’yı aşmakla kalmayıp, İspanya’dan sonra Avrupa’nın ve Dünya’nın en önemli sahnelerini de arşınladı. Jimi Hendrix’le sahne paylaşacak kadar hem de. Besteleri ve ustalıkla icra ettiği gitarı kadar, sahne şovlarıyla da pek takdir edilen Paco Peña, “Flamencura” projesi ile Perşembe akşamı İstanbul’da.
11. Sinema – Özgürlük Yürüyüşü (Selma) / 6 Şubat
Geçtiğimiz hafta, vizyona girmeye başlayan Oscar adayı filmlerden bahsetmiştik. Bir yenisini de bu hafta tanıtalım. Senenin en çok tartışılan filmlerinden “Selma”, 1960’larda Afrikalı-Amerikan’ların hala yüzleşmek durumunda kaldığı oy hakkı mücadelelerine değiniyor. Martin Luther King’in bu yolda yürüttüğü kampanyayı hikayeleyen filmin yapımcılarını, “12 Years A Slave” (12 Yıllık Esaret) filminden tanıyoruz. Selma, Cuma günü itibarı ile gösterimde olacak.
12. Bonus: 6 Şubat – Bob Marley Doğum Günü Partileri
Bu hafta, ajandaların yüzünü güldüren özel bir gün var takvimde. Bob Marley üstadın doğum günü; 6 Şubat. İstanbul da bu renkli güne kayıtsız kalamayanlardan elbette. Birçok mekan, Marley’in doğum günü şerefine, özel partiler düzenliyor. Babylon’daki “Bob Marley Birthday Celebration”, Coop’taki “Punky Reggae Party” ve Karga’daki “Bob Marley Doğum Günü Partisi” bunlardan birkaçı.
İyi ki doğmuş, Marley!