27 Mayıs 2013, bundan tam bir yıl evvel Gezi Parkı’na yapılması planlanan Topçu Kışlası projesi sebebiyle bir grup genç parkta ağaç nöbeti tutmaya başladı.
Bunu takip eden süreçte hepimizin ve tüm ülkenin kaderi bir anda değişti. O an farkında olmasak da orada tutulan nöbet “Yeni Türkiye”nin inşa sürecinde çok kritik bir rol oynadı.
İstedik ki hep beraber Gezi Parkı Direnişi’nden bu yana geçtiğimiz 1 yılda olanları hatırlayalım ve kazanımlarımızın keyfini sürelim.
Huzurlarınızda daha önce sosyal medyada çok da görmediğimiz birbirinden başarılı görsellerle Gezi Parkı Direnişi kazanımları:
Uyanış heykeli
Gezi Parkı park olarak kaldı. Orada yaşanan direnişin anısına parkın merkezine “Uyanış” adı verilen ve sivil direnişi simgeleyen heykel yerleştirildi.
Gecikmeyen istifalar
Dönemin İstanbul Valisi süreci yönetemediği için görevinden istifa ettiğini açıkladı, İl Emniyet Müdürü ise görevinden alındı.
Yanlışların takibi
Emniyet Genel Müdürü yaptığı basın açıklamasında hataları olduğunu kabul etti. Müdür, hatalı davranan tüm personel ile ilgili idari takip başlatılacağını ve şiddetin sorumlularının hukuki olarak en şiddetli şekilde cezalandırılacağını da söyledi.
Önleyici çalışmalar
İçişleri Bakanı ve Hükümet Sözcüsü yaptıkları basın toplantısında, halkın uzun süredir birikmiş ve bir krize dönüşmüş taleplerini ciddiye alacaklarını ve benzer toplumsal patlamalar yaşanmaması için daha dikkatli çalışacaklarını belirtti.
Yaşananların sahiplenilmesi
Başbakan pötikare ceketiyle yaptığı konuşmada “Orada yaralanan, hayatını kaybeden evlatlarımız bu ülkenin canıdır, birer parçasıdır, bu sürecin takipçisi olacağız, sorumluları adaletin önüne çıkaracağız!” dedi.
Kutuplaşmanın azaltılması
Cumhurbaşkanı yurtdışı seyahatini yarıda kesip acil olarak ülkeye döndü. Havalimanında yaptığı basın açıklamasında “Tehlikeli boyutlardaki bu kutuplaşmayı dindirmek, vatandaşlarımıza eşit mesafede davranmak, taleplerini anlamak ve karşılamak bizim en öncelikli görevimizdir” dedi ve şiddet mağdurlarından bahsederken gözyaşlarına hakim olamadı.
Doğru muhalefet
Muhalefet partisi liderleri bu süreçte birkaç vekille değil tam kadro olarak halkın yanında olmadıkları ve kendilerine duyulan güveni boşa çıkardıkları için özür diledi ve muhalefetin nasıl yapılması konusunda en doğru dersi onlara halkın verdiğini açıkladı.
Suçluların cezalandırılması
Takip eden süreçte mahkemeye çıkartılan ve orantısız güç kullandığı tespit edilen polis memurları ve amirleri görevden uzaklaştırıldı; yaralanma ve ölüme doğrudan sebebiyet veren kişiler görevi ve yetkiyi kötü kullanmaktan ötürü farklı uzunluklarda hapis cezalarına mahkum edildi.
Ölümsüzleştirme
Süreçte hayatını kaybeden ve kalıcı olarak yaralanan kardeşlerimizin isimleri parklara, okullara, caddelere verildi. Böylece mücadelelerinin yaşatılmaları hedeflendi.
Yaraların sarılması
First Lady ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın önderliğindeki bir heyet, hayatını kaybeden ve kalıcı zarar gören vatandaşların ailelerini ziyaret ederek yaraların sarılacağı mesajını verdi.
Katılımcı demokrasinin yerleşmesi
Gezi Protestoları ile başlayan politik bilinçlenme ve katılım kültürü, vatandaşlarda demokratik haklarını arama bilinci geliştirdi. Yerel, bölgesel ve ulusal konularda insanlar fikirlerini beyan eder, tartışır ve çözüm üretir oldu. “Forum” anlayışı mahalle dayanışmaları şeklinde günlük yaşamın ve karar alma mekanizmasının bir parçası oldu.
Yerel yönetimin güçlenmesi
Yerel yönetimlerle ilgili, özellikle gençleri ve kadınları teşvik edecek yasal düzenlemelerin yapılmasıyla yerel ve bölgesel yönetimler güçlendirildi. Bu sayede vatandaşlar kendi çevreleriyle ilgili karar alma süreçlerine dahil edildi.
Doğaya ve kültüre sahip çıkma
Tarihi ve doğal nitelikleri sebebiyle koruma altında bulunan alanlarla ilgili koruma kanunları sertleştirildi ve sit alanlarının kapsamı genişletildi.
Sivil toplumun tekrar hatırlanan önemi
Halkın yanında yer alan odalar ve birlikler gerek yurtiçinde gerek yurtdışında pek çok platformda ödüllendirildi. TMMOB, barolar, TTB gibi birliklerin yanı sıra pek çok sivil toplum örgütü, taraftar grubu ve o güne kadar pek göz önünde olmayan nice farklı grup ve oluşum vatandaşların gözünde hak ettiği gerçek değerine ulaştı.
Özgür basın
Olayın ilk sıcaklığıyla nasıl davranması gerektiğini şaşıran basın kuruluşları, ilk şokun akabinde başlattıkları şeffaf ve tarafsız habercilikle tüm ülke vatandaşlarının ve dünyanın bu olayları doğru bir şekilde görüp yorumlamasına vesile oldu. Bu sayede basına karşı oturmuş olan güvensizlik azaldı; basın özgürlüğü sıralamasında ülkemiz tekrar iki basamaklı sıralara yükselebildi. Sosyal medyanın önemi bir kere daha kavrandı ve gençleri sosyal medyayı kullanımına teşvik kampanyaları başlatıldı.
Meydanların geri kazanımı
Meydanların ve kamusal alanların demokratik haklarını kullanmak isteyen vatandaşların hizmetine koşulsuz şartsız açılacağı ve kolluk kuvvetlerinin olması gerektiği gibi hakkını arayan vatandaşların güvenliğini sağlamak için görevlendirileceği belirtildi.
İnsan Hakları’na saygı
Kendisinin ve türevlerinin insan sağlığına zarar verdiği kanıtlanan gaz bombasının kullanımı bıraktığı kalıcı hasarlardan dolayı yasaklandı. Plastik mermi ya da gazdan kalıcı zarar gören, hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine AİHM’e başvuru dahi yapılmadan gerekli tazminat ödendi, psikolojik destek sağlandı.
Yurt genelinde adaletin tecellisi
Başta Ankara, Hatay, İzmir olmak üzere diğer illerde yapılan soruşturmalarda da görevini ve yetkisini kötüye kullanan yerel yöneticiler ve emniyet amirlerinin görevine son verildi. Kolluk kuvvetlerinin yanında vatandaşlara saldırdığı tespit edilen tüm vatandaşların yargılanma süreci tutuklu olarak yargılanmaları kararıyla devam ediyor.
Orantısız zekânın yerleşmesi
Gezi Protestoları’yla oluşan zekâ ve mizahın ön planda olduğu direnişler ülkenin tüm sorunlarına ve çözüm süreçlerine ilham verdi, katılımcı demokrasiyi teşvik etti.
Halk kahramanları
Bu süreçte halkın ve demokrasinin yanında, şiddetin ve hukuksuzluğun karşılığında saf tutan siyasiler, sanatçılar, işadamları ve kanaat önderleri adeta halk kahramanına dönüştü; yaptıkları işlerle, tutum ve hareketleriyle döneme ışık tutan insanlar olarak anıldı.
“Ütopyalar güzeldir.”
Geçtiğimiz bir senede Türkiye daha demokratik, güçlü, kendiyle barışık, bölgesel ve uluslararası arenada çok daha prestijli ve örnek bir ülke haline geldi. Birkaç ağaç zannedilen konuların aslında kocaman daha iyi bir dünya hayali olduğu ortaya çıktı ve ütopyaların gerçekleri yönlendirme gücü bir kez daha kanıtlandı.
Gelecek yıllar daha da güzel olacak
Bir sene gibi kısa bir sürede bunca olumlu gelişmenin yaşandığını düşünürsek, çok daha güzel bir Türkiye geleceği hayal etmek artık daha kolay. Hep dediğimiz ve tekrar etmekten bıkmadığımız gibi:
“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”