Spikerler haberlerin o kısmı geldiğinde hafif kaşlarını çatarlardı. “Ergenekon soruşturmasında yeni dalga”, “Fatih Camisine bomba, çıkışta Beyazıt Camisine bomba”, “Boş bi zamanda Şükrü Saraçoğlu’na füze”… Yıllarca ülkenin ana gündemi buydu: Darbe. Koftiden iddianamalerle yüzlerce insan itibarsızlaştırıldı, hayatlar karartıldı, bazıları acıya ve onursuzluğa dayanamayarak intihar etti, bazıları cezaevinde hayatını kaybetti. Ülkenin en önemli bilim insanlarından Türkan Saylan kız çocuklarını köktendinci, gerici yapıların eline bırakmamak için mücadele ediyordu. İşlerine gelmedi kanser hastası olan Saylan’ı bile içeri attılar. Hepsini birlikte yaptılar. Ülke iki yapı arasında bölüşülmüştü. Bu bölüşmeyi sonradan “Ne istediler de vermedik” diye itiraf ettiler.
O dönemin kirli işleri için simge bir isim gerekiyordu Zekeriya Öz’ü buldular. Süper savcı yaptılar. RTE Öz’e zırhlı makam aracını falan verdi. Adam hükümet dahil ülkedeki her kurumdan itibarlıydı. Neyse herkes biliyor mevzuları işler değişti, bu süperin yargılanacağı ortaya çıktı. Oyun hamuru gibi eğip büktükleri yargı dönüp dolaşıp süperi vurdu. Yıllar boyu “yargıya güvensinler”, “suçsuzlarsa ifadeye gelsinler” denmişti, ilk bu süper tüydü. Öyle görünüyor ki o dönem bu tarz laflar edenlerin hepsi sıra kendilerine geldiğinde en önden tüymek için birbirlerini ezecekler.
Adaletin tüyen simgesi Zekeriya Öz yargılanmamak için ülkeden kaçtıktan sonra ilk kez sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaştı
Zekeriya tam bir cadde bebesi gibi Bugatti’nin önünden verdiği pozda belli ki “geziyorum tozuyorum kafam rahat” etkisi bırakmak istemiş. Eski süper savcı kendini bir an Paris’de Dolce Vita takılan Cem Uzan sanmış, muhtemelen sonra tırt bir tekerlekli bavulla Ermenistan’a tüydüğü aklına gelince fotoğrafı silmiş.
Biz suçsuz oldukları halde Ergenekon sanıklarından hiç böyle fotoğraflar görmemiştik
Mustafa Balbay uyduruk delillerle 34 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Kaçmadı. 4 yıl hukuksuz bir şekilde Silivri’de yatırıldı. Ondan Bugatti önünde fotoğraflar göremedik. Muhtemelen çok onursuz biri olduğundandır.
Nedim Şener ve Ahmet Şık da kaçmadı, onurluca işlerini yaptıkları için Bugatti hızında içeri tıkıldılar
Yolsuzluk, terör finansmanlığı, Susurluk olayı, Hrant Dink suikastı, cemaat ve istihbarat konularında kitapları olan Nedim Şener 2011’de Ergenekon soruşturması kapsamında gazeteci Ahmet Şık ile birlikte gözaltına alındı. Şener de Şık da kaçmadılar, tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi’ne konuldular. Şener, Ergenekon terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle 15 yılla, Şık 3 yılla yargılandı. Nedim Şener ve Ahmet Şık cezaevindeki hücrede çekilen bu fotoğrafta, içeri girmelerine sebep olan iddianamede yer alan “Nedim, Ahmet’i kitap için çalıştırsın” suçlamasını trollüyorlar.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Tuncay Özkan 5 yıl içeride kaldı
O dönem savunma hakkı ellerinden alınan askerler, rektörler, aydınlar, gazeteci ve yazarlar için pişkin bir ifadeyle “bağımsız yargının önündeler, suçları yoksa çıkarlar” deniyordu. Öyle olmayacağı belliydi. Suçsuz yere yıllarca yattılar. İşin daha da ilginç tarafı birçoğunun yıllarca birlikte çalıştığı yakın arkadaşları bile yaratılan iklimden etkilenerek Silivri’ye gidenler için “acaba, ama, demek ki” ile başlayan cümleler kuruyordu. O dönem canlı yayınlarda Ergenekon üzerinden demokrasi ve insan hakkı dersi veren bu tipler şu anda dertlerini anlatacak yayın organı bulamıyor.
Başlarına neyin geleceğini bildikleri halde ne kuvvet komutanları kaçtı, ne gazeteciler ne yazarlar
Fotoğraf yine Silivri’den. Orgeneral olarak Ege Ordu Komutanlığı yapan, 2003 yılında 1. Ordu Komutanı iken emekli olan Çetin Doğan da bir diğer uydurmasyon dava olan Balyoz ile cezaevine konuldu. Çetin Doğan fotoğrafta, Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde Emekli Tümamiral Deniz Kutluk ve Emekli Tümamiral Mustafa Aydın Gürül’le birlikte görülüyor. Acaba neden kaçmadılar? Yeterince milli hissetmediler mi?
Gazeteci Soner Yalçın da herkesin başarılı çalışmaları ile bildiği bir isimdi
CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’le birlikte 5N1K adlı programı hazırladı. CNN Türk’te yayınlanan Oradaydım adlı politik belgeseli hazırladı. 2012’de hükümet baskısıyla Doğan grubundaki işine son verilen onlarca gazeteciden biriydi. Oda Tv davasında 682 gün tutuklu yargılanan Soner Yalçın tahliyesi sonrası “Biz zindanda kalmayı Namık Kemal’den öğrendik. Biz yenilgiyi öğrenmeyeceğiz ve inadına yazacağız” dedi. Nedense o da tüymemişti.
Adaletin tecelli etmeyeceği belli olan onlarca kolpa dava için dikkate alınmayan savunmalar verdiler, uğraştılar, didindiler
Barış Pehlivan da kaçmadı. Zekeriya Öz gibi mavi Bugatti önünde değil ancak mavi demir parmaklıklar önünde poz verebiliyordu. Oda Tv davası kapsamında 28 yaşında Silivri’ye alındı, 19 ay tutuklu kaldı.
Hücredeki adam benim. İki kolunuzu açtığınızda duvarlara değiyorsunuz. O kadar küçük bir hücreydi.
Türkiye’deki ilk organ nakli ameliyatını gerçekleştiren, dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Mehmet Haberal Silivri’yi böyle tanımlıyordu. Yukarıdaki maketi elleriyle çizip hazırladığını söyleyen Haberal sözlerine şöyle devam ediyordu “Sabah akşam sadece sayımlar için açılır, üzerinize kapanır. Kapının üstündeki 30’a 15 santimlik delikten de yemek verilir. Yırtıcı hayvanmışsınız gibi”
Mehmet Haberal 2009 tarihinde Ergenekon üyesi olmak iddiasıyla tutuklandı. Tutuklandıktan sonra rahatsızlanan Haberal 21 ay İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde kaldı, bu sefer Haberal’ın doktoru Cengiz Çeliker Ergenekon’a yardım ve yataklık etmek suçundan tutuklandı. 2011 tarihinde verilen ‘taburcu edilebilir’ raporu kendisinden saklandı. Haberal 2013’te 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu süreçte milletvekili de seçilmişti. Nedense kaçmadı.
Sen hayırdır?
Hani adalete güveniyorduk?
Bonus kaçtım ama kaçmadım
Dönemin etkili kalemlerinden Emrullah Uslu da uzunca bir süredir yurt dışında. Bir dönem kanka olduğu havuz medyası bugün kendisi hakkında bu manşetleri atıyor.
Bir tek Baransu’ya yazık oldu
Dönemin Tv’lerden eksik olmayan isimleri birer birer tüydüler. Bavulcu Baransu ise tutuklandı. Hakkındaki suçlamaların asılsız olduğuna inanıyor. Umarız adil bir şekilde yargılanır ve sahte deliller ve ithamlara maruz kalmaz. Ülkenin karanlıklarla dolu son 10 yılında imzası olanların hepsinin kaçmadan adilce yargılanabilecekleri günlere diyelim.
Bonus: Tek başına kaçtığına emin miyiz?
https://www.youtube.com/watch?v=E7N-yuLtsYE
Bu liste ilginizi çektiyse Son Yılların En Tırt Davası Balyoz ve Kargaları Gülmekten Bayıltan 12 Kanıt derlememize de göz atabilirsiniz.