Sinema tehlikeli ve tekinsizdir. Kafanıza silah dayanması gibi, terk edilmek gibi, unutamamak gibi yerleşir hücrelerinize. Aklınız karışır, aklınız alınır. Yeni bir bakışa ihtiyaç duyduğunuzu hissedersiniz ama o bakışın nerede olduğunu ve nasıl elde edilebileceğini bilememekten de kaygılanırsınız. Bir zamanların gösterme sanatı edebiyat bu rolünü sinemaya devrederken ‘an’ların bu kadar etkileyici ve vurucu olduğunu şüphesiz öngöremezdi fakat oldu. Sinema gerçekliğe dokunabildi ve hafızalarımızı ele geçirdi, bizi tepetaklak edip karanlıklara çekti ve oradan çıkmamız için kendi kendimize çabalamamız gerektiğini öğretti. Öğrendik. O anları sevdiğimiz bir şiiri okur gibi dalarak hatırlayalım…